Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3763 E. 2014/20351 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3763
KARAR NO : 2014/20351
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/72496
MAHKEMESİ : Manavgat 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2010
NUMARASI : 2010/335 (E) ve 2010/783 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, katılanın sahibi olduğu internet kafeye giderek bir süre müşteri gibi oturduktan sonra katılanın masasında duran dizüstü bilgisayarın satılık olup olmadığını sorduğu, katılanın satılık olduğunu söylemesi üzerine pazarlık ettikleri ve 450 TL bedelle anlaştıkları, sanığın bilgisayarı tanıdığı bir bilgisayarcıya kontrol ettirmesi gerektiğini, ondan sonra satın alabileceğini, arabasının ruhsatını emanet olarak bırakabileceğini söyleyerek katılan üzerinde güven uyandırarak katılanın bu teklifi kabul etmesini sağladığı ve üzerinde taşıdığı … plaka sayılı bir aracın bilgileri ile tamamen sahte olarak üretilmiş araç ruhsatını katılana vererek bilgisayarı alıp bir daha da geri dönmediğinin iddia edildiği olayda,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.12.2004 gün ve 2004/173-228 sayılı kararında da açıklandığı üzere, somut olayda, dolandırıcılık suçunun Emniyet Genel Müdürlüğü’nün maddi varlığı olan sahte ruhsatın sanık tarafından kullanılması suretiyle işlendiğinin iddia ve kabul olunması karşısında; eylemin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 158/1-d maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş olup sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 03/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.