Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3744 E. 2014/20325 K. 03.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3744
KARAR NO : 2014/20325
KARAR TARİHİ : 03.12.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/69506
MAHKEMESİ : Aksaray Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/09/2010
NUMARASI : 2008/353 (E) ve 2010/216 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti,vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi,nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının,ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için,bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir.Araç olarak kullanılma,bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir.Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanığın sahte olarak düzenlediği, keşideci katılan M.. D.. görünen 01/06/2007 tanzim 01/01/2008 vade tarihli 8.000 TL tutarlı senedi Aksaray 2. icra Müdürlüğünün 2008/716 Esas sayılı dosyası üzerinden takibe koyduğu, iddia edilen olayda;
Senet üzerindeki yazıların sanığa ait olması, M.. D.. adına atılı bulunan keşideci imzasının katılan ve sanığa ait olup olmadığının tespit edilememesi,
Senedin lehtar hanesindeki isim değiştirilmiş olduğu halde, keşideci tarafından imzalanmamış paraflanmamış olması nedeniyle bono vasfında olmaması ve sanığın katılan tarafından tanzim edilip imzalanmayan sahte özel belgeyi kamu kurumu niteliğindeki icra müdürlüğü vasıtasıyla tahsile koyması karşısında; sanığın eyleminin özel belgede sahecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının, araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraatına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.