Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3736 E. 2014/19625 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3736
KARAR NO : 2014/19625
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/64204
MAHKEMESİ : Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/09/2010
NUMARASI : 2010/123 (E) ve 2010/585 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
1-Sanığın katılan iş yerinde para tahsilattan da sorumlu şube sorumlusu olarak çalıştığı, sanığın çalıştığı şirketin müşterilerinden tahsil ettiği paraları şirkete teslim etmeyerek kendi şahsi hesabına yatırmak suretiyle uhdesine geçirip hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia olunan somut olayda; sanığın “şirketin paralarının sorumluların şahsi hesaplarında toplandığını, bu yönde talimat aldığını, kendisinden önceki sorumlu E. K.’ın da böyle yaptığını, paraların hesabına konulan bloke sebebi ile teslim edemediğini, katılana olan borcunu aydan aya katılanın avukatına para göndererek ödemekte olduğunu” beyan etmesi, katılanın ise “sanığın şirketlerine ödenmesi gereken paraları ödemediği ve şahsi hesabında tuttuğunu” söylediği ancak hangi ödemelerin karlığı alınan paraların teslim edilmediğinin, eylemin somutlaştırılması bakımından alanında uzaman bilirkişi tarafından incelenerek tespit edilmemiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; katılan şirkette önceden sorumlu olarak çalışmış olan E. K. isimli şahsın temin edilerek konu ile ilgili beyanının alınması, katılanın temin edilerek şirketin paralarının hangi hesaba yatırıldığının, sorumluların şahsi hesaplarına para yatırma şeklinde bir uygulamalarının olup olmadığının ve muhasebede bu konuda kayıt tutulup tutulmadığının akabinde sanığın kısmi ödeme yapıp yapmadığının, kısmi ödeme varsa TCK 168. maddenin uygulanma ihtimaline binaen buna muvaffakatları olup olmadığının sorulması ile sanığın kastının tespiti bakımından hesaplarında bloke olup olmadığı, varsa bu blokenin hangi tarihte konulduğunun ve şirketin parasının teslimine engel olup olmadığının araştırılması ile şirketin defter ve kayıtlarının temin edilerek alanında uzman bilirkişi tarafından inceleme yaptırılarak sanığın kayda geçmesine rağmen teslimini yapmadığı paranın olup olmadığının tespitinin ardından sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,
2- Kabule göre de;
Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde TCK’nın 155/2.maddesi gereğince hasip cezası yanında adli para cezası da öngörüldüğünden sadece hapis cezasına hükmedilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son hükmü uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 25/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.