Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3733 E. 2014/19620 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3733
KARAR NO : 2014/19620
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/63710
MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/09/2010
NUMARASI : 2010/93 (E) ve 2010/664 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi,failin kendisine verilen malı,veriliş gayesinin dışında,zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi,değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanık M.. O..’un katılanın kuzeninin eşi olduğu ve katılanın sanığın iş yerinde çalıştığı, olay döneminde katılanın kendisine araba almak istediğini söylemesi üzerine sanığın araba alma konusunda yardımcı olabileceğini söylediği ve arkadaşına ait olduğunu beyan ettiği Renault Clio marka aracı 10.000TL karşılığında katılana satabileceğini söylediği, katılanın da aracı görüp beğenmesi üzerine sanığa parayı verip aracı kullanmaya başladığı, katılanın aracın devrini istediğinde ise sanığın defaatlerce katılanı oyalayarak devrini sağlamadığı, ve kısa bir zaman sonra aslen L. K.’ya ait Rent a Car şirketinden kiralamış olduğu Fiat Doblo marka aracı katılana gösterip “bu araç daha iyi, hem kiraya verip gelir de elde edebilirsin, Renault Clio marka aracı ver, üstüne 9000TL ve 2.000Euro daha ver sana bu aracı alalım” dediği ve katılanın da buna inanıp sanığa söylenen parayı verip aracı da iade ederek Fiat Doblo marka aracı almaya karar verdiği, katılanın Doblo marka aracın devrini istemesi karşısında sanığın yine türlü bahanelerle devri gerçekleştirmediği ve aracın ruhsatını arkadaşı olan Mustafa Rüstem’e verdiğini söylediği bu süreçte sanığa güveni iyice pekişen katılanın, sanığa kızı Özge’ye ait aracı elden çıkarmak istediklerini söylediği, sanığın yine katılana bu konuda yardım edebileceğini söyleyip arkadaşı olduğunu söylediği Caner isimli şahsa 9.000 TL ye bu aracı sattığını, karşılığında da3 ay vadeli 9000TL vadeli bir senet aldığını söylediği, katılanın buna güvenerek aracın ruhsat devrini Caner isimli kişi üzerine yaptığı, katılanın aldığı senetleri kastederek “bu senet sende durmasın, güvenli değil, kaybedebilirsin, ben senin için onu kasama koyayım” dediği ve buna inanan katılandan senedi aldığı, akabinde senedi şahsi borcunu ödemek için kullandığı iddia ve kabul edilen somut olayda, sanığın katılanı kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,katılana zarar, kendisine yarar sağlayacak nitelikte önce Renault Clio alma bahanesi ile 10.000TL sini akabinde fiyat Doblo marka araç almak bahanesi ile 9000TL ve 2000 Euroyu aldığı, ardından katılanın kızına ait aracın satımını gerçekleştirip, araç bedeli olan 9000TL bedelli senedi, kendisinin kasasında saklamasının daha güvenilir olacağını söyleyerek kandırmak suretiyle aldığı, senedin bedelini tahsil ettiğinde bu parayı da mal edinmesi şeklinde eylemlerin kül halinde katılana karşı zincirleme dolandırıcılık suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi ile sanık hakkında TCK 157 ve 43/1. maddelerinin tatbiki ile hüküm kurulması gerekirken, eylemin bölünerek katılanın kızının aracının satılması sonucu alınan senetlerin hile ile alınarak kasaya konulduğu yani sanığın bu aşamada hile ile manfaat temin ettiği göz ardı edilerek eyleminin güveni kötüye kullanmak suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanık hakkında yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre;
Güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulurken hapis cezası alt sınırdan tayin edilmesine karşın adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 25/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.