Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3721 E. 2014/19722 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3721
KARAR NO : 2014/19722
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/60295
MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/11/2010
NUMARASI : 2008/974 (E) ve 2010/876 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Şikayetçi Ali’nin öğlen sıralarında maaşını çekmek için banka önünde bulunan ATM makinelerinden birine maaş kartını takarak şifresini girdiği, hesabında bulunan 800TL’yi çekmek için işlemi yaptığı, parasını almak için beklerken arkasından gelen bir şahsın “amca para mı çekiyorsun, sana yardım edeyim” dediği, o esnada cihazdan çıkan kartı alıp şikayetçiye vererek “bu makinede para yok, diğer makineden çekersin” dediği, şikayetçi kartını alarak diğer makinenin önüne geçince şahsın ATM cihazından çıkan 50TL’lik banknotlar halinde toplam 800TL parayı alarak pazarın içine doğru hızla kaçtığı, şikayetçinin o esnada yanına gelen sivil polise durumu anlattığı, olayı takip eden ve orada simitçilik yapan Murat’ın da olayın tanıklığını yaparak sivil polisle birlikte şahsın kaçtığı istikamete gittikleri, bir süre sonra sanığın üzerinde 16 adet 50’şer TL’lik toplam 800TL para ile yakalandığı, şikayetçinin teşhis için karakola gittiği, ancak yakalanan sanığın şikayetçinin ATM’ den parasını alıp kaçan şahıs değil, bu şahsın Şirinyer pazarının içinden geçerek kaçtıktan sonra bankalar sokağı içerisinde kendisini bekleyen, bindiği aracı kullanan şahıs olduğunu teşhis ettiği, yine sanığın şikayetçi Durmuş’un başka bir gün sabah saatlerinde emekli maaşını çekmek için banka önündeki bankamatiğe kartını takarak şifresini girdiği sırada hesabında 160 TL bırakması gerektiği ve bu işlemi bilmediği için çevresine baktığı sırada yanında bulunan sanıktan yardım istediği,sanığın bankamatik ile uğraştıktan sonra şikayetçiye kartı vererek diğer makineden işlem yapmasını söylediği, şikayetçinin diğer makineye geçip kartını taktığında bankamatiğin kartına el koyduğu, sonradan hesabından 520TL parasının çekilmiş olduğunu öğrendiği, şikayetçinin canlı teşhis tutanağı ile sanığı teşhis ettiği, sanığın bu eylemleriyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği iki olayda;
1-Sanığın emekli maaşlarını çekmek için gittikleri ATM’de kendilerine yardım etme bahanesiyle katılanların şifrelerini girdikten sonra, verdikleri bankamatik kartları ile para çekip ATM’nin işletim sistemi gereği olarak para çekme işleminde, önce kartı sonra çekilmek istenen parayı vermesi özelliğinden de yararlanarak katılanların makinenin işlem sırasına göre önce verdiği kartlarını alıp işlemin yapılamadığını söyleyip, diğer ATM makinesine yönelmelerini sağlayarak, kartın peşinden kısa süre içerisinde verilen paraları almaktan ibaret eyleminin; kartı ele geçirmesi veya elinde bulundurması, katılanların da ATM’deki paraları sanığa teslim etme iradesi bulunmadığından “hırsızlık” suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde dolandırıcılık suçundan hükümler kurulması,
2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.