Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3690 E. 2014/19729 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3690
KARAR NO : 2014/19729
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2013/11588
MAHKEMESİ : Malatya 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/05/2010
NUMARASI : 2009/368 (E) ve 2010/355 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, LPG-Tüpgaz perakende satışı, telefon, cep telefonu, haberleşme cihazları perakende satışı ve fatura tahsilat bayiliğine, vergi dairesi müdürlüğüne başvuruda bulunarak başladığı, müşterilerin su, elektrik, doğalgaz fatura bedellerini komisyon karşılığında tahsil edip ilgili firmalara hesaplarından aktarımda bulunduğu, ancak daha sonra sanığın komisyon dahil, şikayetçilerden aldığı su, elektrik, doğalgaz fatura bedellerini ilgili kurum ve kuruluşlara yatırmak üzere tahsil ettiği halde yatırmadığı, bu eylemiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
1-Sanığın elektrik, su, doğalgaz faturalarının tahsili hususunda F. Ödeme Merkezi A.Ş. ile franchise sözleşmesi olmadığı, yine R. Sigorta A.Ş. ile de sigorta anlaşmaları bulunmadığı, işyerini 02.07.2008 tarihinde yengesi Y. K.’dan devraldığı, ödemeler karşılığı verdiği faturalar üzerinde bu şahsın adı ve R. Sigorta A.Ş güvencesinin olduğunu belirtir ibare olduğu, başlangıçta yaptığı tahsilatları bankada kendi adına açtırdığı hesaplardan ilgili kurumların hesabına aktardığı, daha sonraki dönemlerde ise, şikayetçilerden tahsil ettiği paraları ilgili kurumlara aktarmayarak haksız menfaat sağladığı şeklindeki eyleminin TCK’nın 157/1 maddesindeki dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2)Sanığın eylemini birden fazla şikayetçiye karşı, değişik zamanlarda ayrı ayrı gerçekleştirdiği anlaşılmakla, mağdur sayısınca suç oluşacağının gözetilmemesi,
3)Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.