Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3676 E. 2014/19579 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3676
KARAR NO : 2014/19579
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/286964
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/04/2012
NUMARASI : 2010/139 (E) ve 2012/275 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır.Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, sevk ve idaresindeki araç ile yanında temyiz dışı sanıklar E.. B.., E.. B.. olduğu halde önce müşteki V.. A..’a ait A. R. Sofrası isimli iş yerinden paket halinde 5 adet ciğer istedikleri, garsonun paketleri araca getirdiğinde oyalamak için içecek bir şey isteyip garsona içecek ne var diye sorup içeri göndermelerini fırsat bilerek parasını ödemeden araçla oradan uzaklaştıkları, aynı gece saat 00.00 sıralarında diğer katılan Ç.. A..’un sorumlusu olduğu bulunan benzin istasyonuna gittikleri ve istasyon görevlisinden 94.85 TL tutarında lpg gazı alıp parasını ödemeden uzaklaştıklarının anlaşıldığı olaylarda;
1-Sanığın eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanığın, iki ayrı müştekiye karşı gerçekleştirdiği eylemler nedeniyle iki ayrı suç oluştuğu gözetilmeyerek, zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Sanığın müşteki Ç.. A..’a karşı olan eyleminde; zararı kovuşturma başlamadan önce karşıladığının anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCK’nın 168/1. maddesi yerine, aynı kanunun 168/2. maddesinin sanık hakkında uygulanması,
2-Hükmolunan hapis cezası alt sınırdan tayin olunmasına rağmen, aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle çelişkiye düşülmesi,
3-5237 sayılı TCK’nın 157/1, 43/1. maddelerinin uygulanması suretiyle bulunan 37 gün adli para cezasının 168/2. maddesi uygulanmak suretiyle 1/2 indirilerek sanığın, 18 gün yerine 28 gün adli para cezası ile cezalandırılarak netice olarak fazla ceza tayini,
4-Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.