Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3624 E. 2014/19443 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3624
KARAR NO : 2014/19443
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/291426
MAHKEMESİ : Çanakkale 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2011
NUMARASI : 2011/47 (E) ve 2011/296 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Katılan ile sanık A.. Ç..’in, Çanakkale ilinde ortak olarak açtıkları ve birlikte işlettikleri Kalinka isimli restaurantın işlerinin kötüye gitmesi üzerine kapatma kararı aldıkları, ancak sanık A.. Ç..’in, adı belirtilen restaurantta garson olarak çalışan sanık F.. A.. ile birlikte iş yerindeki bütün eşyaları katılanın bilgisi ve rızası dışında aldıktan sonra bir başka kişiye satmak suretiyle üzerlerine atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması açısından; sanık A.. Ç.. ile katılan A.. T..’in söz konusu restaurantın eşit oranda ortağı olup olmadıkları, gelirinden eşit oranda hak sahibi bulunup bulunmadıkları, restaurantın içerisindeki eşyaların kim tarafından alındığı, kuruluş aşamasındaki giderlerin kim tarafından karşılandığı, eşyaların üzerinde müşterek veya iştirak halinde malik olup olmadıkları hususlarının net bir şekilde belirlenmesinden sonra sanık A.. Ç.. yönünden 5237 sayılı TCK’nın 144/1.a maddesinde düzenlenen ”Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde hırsızlık” suçunun oluşup oluşmayacağının karar yerinde tartışılması, suçun işlendiğinin iddia edildiği tarihte restaurantın halen faaliyetine devam edip etmediği, iş yerinin kapalı olup olmadığı, söz konusu eşyaların hangi zaman dilimi içerisinde ve ne şekilde alınıp götürüldüğü, sanık F. B.’ın söz konusu restaurantta suç tarihlerinde garson olarak çalışıp çalışmadığı, eğer garson olarak çalışıyor olduğunun tespiti halinde eşyaların götürülmesi konusunda patronları olan sanık A.. Ç.. veya katılandan talimat alıp almadığının belirlenerek bu kapsamda sanık F.B.’ın suç kastıyla hareket edip etmediğinin tartışılmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; hapis cezaları alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezaları belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanıklara fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, sanık F. B. A. ve sanık A.. Ç.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.