Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3592 E. 2014/19748 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3592
KARAR NO : 2014/19748
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/290269
MAHKEMESİ : Antalya 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/02/2011
NUMARASI : 2008/2245 (E) ve 2011/89 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın Dubaide bulunan büyük bir otelin ortağı olduğunu, bir ekip oluşturarak çalıştırmak üzerine elaman topladığını beyan ettiği tanıklar İlker Şimşek ve E. Y. vasıtasıyla katlanlarla görüşerek katılan Mustafa’dan 1000 TL, katılan H. H.’den 2000 TL aldığı, onları yurt dışına götüreceği vaadiyle kandırarak menfaat etmin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda;
Sanığın suça iştirak etmeyen tanık İlker Şimşek vasıtasıyla katılanlara ulaştığı ve birden çok katılandan İlker vasıtasıyla değişik zamanlarda menfaat temin eden sanığın eyleminin zincirleme şekilde dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde iki kez uygulama yaparak fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı cezanın alt sınırdan belirlendiği halde adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tespit edilmesi,
2-TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise yoksunluğun hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.