Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3550 E. 2014/19809 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3550
KARAR NO : 2014/19809
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/310517
MAHKEMESİ : Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/03/2011
NUMARASI : 2010/95 (E) ve 2011/132 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık (Değişen suç vasfına göre hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma)

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılanın sahibi ve sorumlusu olduğu V. Et Ltd. Şti. ünvanlı şirkette pazarlamacı olarak çalışan sanığın, çalıştığı dönemde müşterilerden almış gibi 20 adet müşteri senedini şirkete verdiği, ancak bonoların şirketin müşterilerine ait olmayıp sanık tarafından sahte olarak tanzim edildiğinin anlaşıldığı, bu şekilde gerçekleşen eyleminin resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu iddia edilen olayda;
1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
a-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükümde hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
b-5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üst soyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna ilişkin hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla ” 120 gün”, ”100 gün” ve ”2.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkarılarak yerine, sırasıyla ” 5 gün”,” 4 gün” ve “80 TL” adli para cezası ibarelerinin eklenmesi, yine hüküm fıkrasından 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından tamamen çıkartılıp yerine, ” 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
a-Emanette bulunan bonoların asılları getirtilerek unsurlarını taşıyıp taşımadıkları ile iğfal kabiliyetleri bulunup bulunmadığı hususunda inceleme yapılmadan eksik inceleme ile resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
b-Kabule göre de;
5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyumluk yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üst soyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
c-5271 sayılı CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, aynı maddenin 6.fıkrası gereğince “Sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda bir kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilip giderilmediği” hususlarını irdeleyen gerekçeye dayandırılması gerektiği halde, sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun niteliği itibariyle maddi bir zarar bulunmadığı gözetilmeden, anılan maddeye yanlış anlam verilerek zararın karşılanmadığından bahisle, 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesiyle değişik CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin hükmün sanık hakkında uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.