Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3504 E. 2014/19667 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3504
KARAR NO : 2014/19667
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/299065
MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/03/2011
NUMARASI : 2010/524 (E) ve 2011/182 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, mağdura Gürsu da bulunan E. Makina firmasında asker arkadaşı olan H.. K..’ın çalıştığını bu şahıs vasıtası ile kendisini fabrikada işe sokacağını söyleyerek mağdurdan nüfus cüzdan sureti, yerleşim yeri belgesi gibi evrakları aldığı, bu belgelere dayanarak Operatör firmadan telefon hattını mağdur adına çıkarttığı, konuşma faturalarının mağdurun adına gelmesi ile durumun ortaya çıktığı iddia ve kabul olunduğu olayda, sanığın nüfus müdürlüğünün maddî varlıklarından olan nüfus cüzdanı ve muhtarlığa ait ikametgah belgesi kullanmak suretiyle, mağdur adına sahte abonelik sözleşmesi düzenleterek dolandırıcılık suçunu işlediği, eylemin kamu kurumu olan Nüfus Müdürlüğü’nün maddi varlıklarından olan nüfuz cüzdanı ve muhtarlık ikametgah belgesi kullanılarak gerçekleştiği 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde tarifini bulan kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına dair delilleri takdir etme görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilmeden, görevsizlik kararı verilmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.