Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3450 E. 2014/19501 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3450
KARAR NO : 2014/19501
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/88259
MAHKEMESİ : Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 25/11/2010
NUMARASI : 2006/570 (E) ve 2010/909 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Katılan B. İnşaat Limited Şirketi’nde tanker şoförü olarak çalışan sanık Tevfik’in, … plaka sayılı tanker ile katılan şirketin Mardin Kızıltepe içme suyu şantiyesine Mersin Ataş rafinerisinden akaryakıt taşıdığı, sanığın Ataş rafinerisinden şirket şantiyesine toplamda 27 sefer yaptığı ve 511.000 litre akaryakıt teslim ettiği, ancak sanığın her teslimatta 200 litre civarında eksik akaryakıt teslim ettiği ve uhdesine geçirdiği bu akaryakıtı kendi ihtiyaçları için kullandığı ve bu şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda; sanık Tevfik’in aşamalarda değişmeyen istikrarlı savunmasında suçlamayı kabul etmediğini, kantarlarda bozukluk olabileceğini beyan etmesi, katılan şirketin şantiye şefi olan tanık Cüneyt’in de kantar fişlerine göre her teslimatta 200 litre eksiklik tespit ettiklerini, bu eksik akaryakıtın sanık tarafının alınıp alınmadığını bilmediğini, sanığın çalıştığı dönemlerin yaz mevsimi olduğunu ve taşıdığı yükte yol boyunca bir miktar fire vermesinin normal olduğunu beyan etmesi, ayrıca mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, sadece yol güzergahı boyunca harcanacak mazot miktarının tespitiyle yetinilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek derecede tespiti bakımından, sanığın taşıma yaptığı tankerin özellikleri ve taşıma kapasitesi ile ne kadar akaryakıt alıp teslim ettiğinin net bir şekilde belirlenmesi, suç tarihinde kantarda bozukluk olup olmadığının araştırılması, Mersin Ataş rafinerisinden şoförlerin tanker kapaklarındaki mühürleri kendilerinin takmasının normal bir uygulama olup olmadığının sorulması ve tüm deliller toplandıktan sonra, konusunda uzman bir bilirkişiden sanığın gidiş geliş güzergahı boyunca harcayacağı akaryakıt miktarı ile mevsim şartları itibariyle buharlaşma sonucu kaybolacak akaryakıt miktarı tespit ettirilip sanığın eksik akaryakıt teslim edip etmediği hususunda rapor aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde ihtimale göre mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.