YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/33175
KARAR NO : 2014/17542
KARAR TARİHİ : 28.10.2014
Tebliğname No : 11 – 2010/12847
MAHKEMESİ : Mustafakemalpaşa Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/09/2009
NUMARASI : 2009/161 (E) ve 2009/521 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın Nur mobilya isimli iş yerini işlettiği , şikayetçi N.. P..’ın rızası dışında elinden çıkan çek bilgilerine göre tamamen sahte olarak oluşturulan suça konu 3600 TL bedelli olarak tanzim edilmiş çeki, bu özelliğini bilerek katılan Ömer’den satın aldığı mobilya karşılığı vermek suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediği iddia olunan somut olayda;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.12.2004 tarih ve 2004/173-228 sayılı kararında da açıklandığı üzere; yüklenen suçun bankanın maddi varlıklarından olan “çek” kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında; eylemin sübutu halinde tespit olunacak, suç tarihine göre TCK’nın 158/1-f maddesinde tanımlanan “nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri tayin ve takdiri görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait olduğu gözetilerek “görevsizlik” kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 28.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.