YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/33166
KARAR NO : 2014/3521
KARAR TARİHİ : 26.02.2014
Tebliğname No : 2 – 2010/332613
MAHKEMESİ : Isparta 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2010
NUMARASI : 2009/614 (E) ve 2010/396 (K)
SUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Sanığın aralarında husumet bulunan katılan ile karşılaştığında aralarında çıkan arbede esnasında katılanın yakasından tutup silkelediği, doktor raporuna göre katılan yaralanmış görünmese de vücuduna acı veren bir durumun söz konusu olduğu cihetle kasten yaralama suçunun oluştuğu, bu arbede esnasında katılanın yakasının da yırtılması nedeniyle mala zarar verme suçunun da sübut bulduğunun anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 44.maddesinde düzenlenen fikri içtima hükümleri uyarınca işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılacağından; haksız hareketin ilk kimden geldiğinin belirlenememesi hususu da gözetilip haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşulları da göz önünde bulundurulmak suretiyle, sanığın unsurları itibarı ile oluşan mala zarar verme suçundan mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.