Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/30867 E. 2016/2345 K. 03.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/30867
KARAR NO : 2016/2345
KARAR TARİHİ : 03.03.2016

MAHKEMESİ : ………. Ağır Ceza Mahkemesi

SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
“……..Kapı Pencere Sistemleri” isimli şirketin yetkilisi olan sanığın, katılanın yetkilisi olduğu şirketten farklı tarihlerde mal aldığı, karşılığında, suça konu olan ……. senedi verdiği, senetlerin vade tarihinde ödenmemesi üzerine, katılan şirket tarafından, sanık hakkında icra takibi başlatıldığında sanığın, sorumluluktan kurtulmak maksadıyla yasal süresi içerisinde senetlerdeki imzaya itiraz etmek suretiyle atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
Katılan tarafından, suça konu senetlerle ilgili olarak, sanık aleyhine icra takibi yapıldığına dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı gibi katılan ve vekilinin, yargılama sırasında 17.05.2010 tarihli celsede, suça konu senetlerin bedellerinin ödenmediğini ancak bu senetler ile ilgili olarak sanık hakkında icra takibinin de yapılmadığını açıkça beyan etmeleri yine sanığın, soruşturma aşamasında, söz konusu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, şirketi adına bazen işcisi olan ve hakkında beraat kararı verilen………..i, katılan şirketten mal almaya görderdiğini, bonolardan haberi olmadığını ancak borçlunun kendisi olduğunu, borcunu ödeyeceğini savunması karşısında; suça konu senetlerle ilgili olarak sanık hakkında herhangi bir icra takibi yapılmadığı dolayısıyla sanık tarafından yasal organlara yapılan borca veya imzaya itiraz durumunun söz konusu olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın hukuki mahiyette olacağı, atılı suçların yasal unsurlarının dosya kapsamı ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,

Kabule göre de;
1-Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm ile ilgili olarak; hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek fazla ceza tayini,
2-5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 03.03.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.