Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3069 E. 2014/19359 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3069
KARAR NO : 2014/19359
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/288680
MAHKEMESİ : Çerkezköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/03/2011
NUMARASI : 2009/529 (E) ve 2011/171 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın, hakkında beraat kararı verilen diğer sanık M.. Y..’a ait araç ile mağdurun işletmekte olduğu işyerinin önüne geldiği, işyerinin içerisine girip, işyerinde bulunan tanıklar Abdullah ve Şaban’a kendisini sürücü kursu sahibi H. Ç. olarak tanıttıktan sonra kombi almak istediğini söylediği, hatta işyerinden mağduru telefonla arayarak kombi ile ilgili konuştuğu ve daha sonra tanıkların sanığa inanarak suça konu kombiyi verdikleri, sanığın, kombiyi ücret ödemeden araca yükleyerek olay yerinden uzaklaştığı ve ortadan kaybolduğu anlaşılmakla, eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-Mağdurun, zararının karşılandığını ve şikayetinden vazgeçtiğini beyan etmesi karşısında, sanık hakkında TCK’nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2-Adli para cezasına ilişkin uygulama yapılırken, belirlenen 1000 gün adlî para cezası aynı Kanun’un 52. maddesi gereğince günlüğü 20,00 Türk lirasından hesaplandığında sonuç olarak 20.000,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik hesaplama ile 10.000,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine, 20.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.