Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3061 E. 2014/18963 K. 17.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3061
KARAR NO : 2014/18963
KARAR TARİHİ : 17.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/288380
MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/04/2011
NUMARASI : 2010/340 (E) ve 2011/308 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Sanık Ş. A.’ın, taşınmak üzere olan katılanın ev eşyalarını nakletmesi amacıyla nakliye şoförü bulmasına aracılık yaptığı, katılanın, sanık Ş. A.’ın aracılık yapması sayesinde bulduğu, dosya kapsamında yargılanan ancak beraatine karar verilen temyiz dışı sanık S.. A..’ın şoförlüğünü yaptığı araca muhtelif ev eşyalarını yükleyerek Alanya ilçesine götürülmesi amacıyla teslim ettiği; ancak eşyaların istenilen yere götürülmeyerek sanık Ş. A.’ın deposuna konulduğu, bu şekilde sanığın üzerine atılı olan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, sanığın savunmalarına,katılanın aşamalardaki beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, katılana ait olan eşyaları uhdesinde bulundurmasına ilişkin eyleminin mahkeme tarafından sabit kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-5237 sayılı TCK’nın 155/2. madde ve fıkrasında düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi gerekmekte olup, tüm dosya kapsamına göre söz konusu eşyaların sanığa bu kapsamda teslim edilmediği, somut olayda; katılanın isteği üzerine, katılanın ev eşyalarının nakliyesini gerçekleştirecek olan şoförü bulma konusunda aracılık yapan, katılanın eşyalarının söz konusu araca yüklenmesinden sonra da söz konusu eşyaların nakliyesini gerçekleştiren şoföre telefon açarak eşyaları götürmesine gerek kalmadığına dair yalan söyleyip, bu duruma aldanan nakliye şoföründen eşyaları kendisine ait depoya indirmesini isteyen ve bu şekilde katılana ait ev eşyalarını uhdesine geçirerek haksız menfaat temin eden sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 157.maddesinde düzenlenen “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturcağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.