Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/30569 E. 2015/27237 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/30569
KARAR NO : 2015/27237
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Katılan …’nin yetkilisi olduğu … Ltd. Şti ile sanıklardan … ve …’ın yetkilisi oldukları … Paz. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişki çerçevesinde … şirketi tarafından … şirketinden yapılan mal alımı karşılığında katılan tarafından sadece imzalanan ve bedel kısmı doldurulan 53.143,32 TL bedelinde senedin … şirketinin dağıtım ve tahsilat elemanı olarak çalışan …’a geçmişte de olduğu gibi teamül gereği teslim edildiği, akabinde … şirketine … şirketi tarafından senette beliren borcun ödendiği, buna ilişkin faturaların dosyada mevcut olduğu ve senette yazılı miktarı tamamen karşıladığı, ancak teminat olarak alınan suça konu senedin katılan şirkete iade edilmediği, akabinde senedin lehtar kısmına …’ın adı vade tarihi kısmına 15/06/2006 tarihi tanzim tarihi kısmına 11/01/2006 tarihi yazılmak sureti ile senetteki boşluklar doldurularak sanık … tarafından 08/01/2007 tarihinde İskenderun 1. İcra Müdürlüğü’nün 2007/45 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı ve bu takip kapsamında senet bedelinin katılan şirket tarafından ikinci defa icra takibi kapsamında ödendiği, akabinde katılan şirket tarafından İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde haksız ödendiği iddia edilen paranın iadesi hususunda dava açıldığı, bu davanın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/137 Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği, bu dosya kapsamında alınan 31/12/2008 tarihli bilirkişi raporuna göre katılana ait … şirketinin … Ltd. Şti ‘ye borçlu olduğu belirtildiği ve sanık … tarafından soruşturmaya konu senetteki tüm yazı ve rakamların borçlu şirket yetkilisi tarafından yazıldığı, imzanın da şirket yetkilisine ait olduğu belirtilmiş ise de 29/04/2009 tarihli ekspertiz raporuna göre senette atılı bulunan borçlu imzalarının …’nin elinden çıktığının bunun yanında senetteki yazıların ise …’nin elinden çıkmadığının tespit edildiği, ayrıca sanık …’ın 03/04/2008 günü Cumhuriyet Başsavcılığımızda vermiş olduğu ifadesinde … şirketinin ekonomik sıkıntıda olduğunun hatırlamadığı bir arkadaşı tarafından söylenmesi üzerine şirkete doğrudan para verdiği ve senedin bunun için tanzim edildiği, ancak ne kadar para verdiğini hatırlamadığı, senedin şirket sahiplerinden … tarafından kendisine tamamen dolu vaziyette yazılarak verildiği, daha doğrusu bu hususu tam olarak hatırlamadığı yönündeki beyanının da hayatın olağan akışı ve ticari teamüllere uygun olarak değerlendirilmediği, katılan şirket ile dosya içeriğindeki fatura içeriklerinden de anlaşılacağı üzere Sefanas dağıtım şirketi arasındaki söz konusu ticari ilişki kapsamında alınan senedin karşılığında tamamen mal alındığı halde, senedin aradaki hukuki ilişkiye aykırı olarak doldurularak takibe konulmak suretiyle menfaat temin ettiklerinin iddia ve kabul edildiği olayda; eylemin TCK 158/1-d maddesi kapsamındaki nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri tayin ve takdir görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olacağı gözetilerek “görevsizlik” kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.