Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/30394 E. 2014/19647 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/30394
KARAR NO : 2014/19647
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/132859
MAHKEMESİ : Niğde 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2012
NUMARASI : 2012/142 (E) ve 2012/212 (K)
SUÇ : Kamu malına zarar verme, tehdit

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan,söz konusu suç,seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Sanıkların başka suçlar nedeniyle, Niğde E Tipi Ceza İnfaz Kurum’unda hükümlü oldukları, burada müşteki Mehmet ile temyiz dışı sanık Çetin’in tartıştıkları, tartışma sonrasında Mehmet’in durumu sanık Murat’a anlattığı, sanık Murat’ın Çetin’in yanına gelerek, Çetin’e “kim kimi kesiyor anlamadım, jiletleri çıkaralım birbirinizi kesiyor musunuz, öldürüyor musunuz” şeklinde sözler sarfettiği, sonrasında tarafların kavga etmeye başladığı, bunu gören sanık Teyyar’ın kavgaya girmek için kaldığı koğuşa ait camı kırdığı, sanıkların bu şekilde üzerlerine atılı suçları işlediklerinin iddia edildiği olayda,
1-Sanık T.. M.. hakkında kamu malına zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde,
Sanık, tanık ve müşteki beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanıklar tarafından işlendiği anlaşılmakla haklarında verilen mahkumiyet kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;
5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, “5237 sayılı TCK’nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık M.. S.. hakkında tehdit suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz incelemesinde,
Sanığın sarf ettiği iddia edilen, “kim kimi kesiyor anlamadım, jiletleri çıkaralım birbirinizi kesiyor musunuz, öldürüyor musunuz” şeklindeki cümlelerin “belli bir kişiyi hedef alan, onun ya da yakınının hayatına, vücut ya da cinsel dokunulmazlığına yönelen” sözler olmadığı dikkate alınarak, sanığın unsurları oluşmayan tehdit suçundan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.