Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/3015 E. 2014/19166 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/3015
KARAR NO : 2014/19166
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/280294
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/03/2011
NUMARASI : 2010/282 (E) ve 2011/245 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Şikayetçi M.. Ö..’ün kullanmakta olduğu … nolu telefon hattına … nolu telefon hattından 12/11/2009 tarihinde üç adet mesaj geldiği, bu mesajlarda çekilişten 7.000 TL para kazandığının, ancak; bu parayı tahsil edebilmesi için 200 TL yatırması gerektiğinin belirtilmesi üzerine, … nolu telefon kullanıcısının kendisine verdiği Ziraat Bankası hesap numarasına 200 TL yatırdığı, daha sonra çekilişten kazandığı iddia edilen paranın hesabına yatmadığı, yapılan soruşturma neticesinde şikayetçiyi arayan … nolu telefon hattının sanık İ.. Ç.. tarafından kullanıldığının ve şikayetçiye verilen … nolu hesap numarasının da sanık adına olduğunun tespit edildiği iddiasıyla sanık hakkında dolandırıcılık suçundan yapılan yargılama sonucunda; sanığın savunmalarında, şikayetçiyi tanımadığını ve bahse konu telefon hattını kendisinin kullanmadığını, 24/01/2009 tarihinde kimliğini kaybettiğini, bununla ilgili gazeteye ilan verdiğini, o tarihten sonra da sürekli kontör dolandırıcılığıyla ilgili suçlandığını, ayrıca Ziraat Bankasında herhangi bir hesabının bulunmadığını beyan etmesi ve gazeteye verdiği kayıp ilanını ibraz etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından; sanık tarafından kullanıldığı iddia edilen telefon hattı ve banka hesabı ile ilgili aboneliğe esas belge asılları temin edilerek, bu belgelerde bulunan fotoğrafın sanığa ait olup olmadığının tespit edilmesi, yine aynı belgelerde bulunan yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, ayrıca sanığın 24/01/2009 tarihinde kimliğinin kaybolması nedeniyle herhangi bir yere müracaatının bulunup bulunmadığı da araştırılarak, bütün delillerin toplanmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/11/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.