Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2961 E. 2014/19239 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2961
KARAR NO : 2014/19239
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/78902
MAHKEMESİ : Gebze 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 08/04/2010
NUMARASI : 2008/744 (E) ve 2010/299 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın yokluğunda verilen 08.04.2010 tarihli asıl kararın Tebligat Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca kendisine 29.04.2010 tarihinde tebliğ olunduğu, ancak; bu tarihte başka bir suçtan hükümlü olarak cezaevinde bulunduğunun dosya içeriğinden anlaşılması karşısında, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle temyiz isteminin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek 08.04.2010 tarihli asıl karara yönelik olarak yapılan incelemede;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, V. Lojistik isimli firmaya kendisini H. G. adıyla tanıtarak işe girdiği, sanığın, V. Lojistik firması aracılığıyla ulaştığı katılana ait Kurukahveci M. E. Mahdumları Ltd. Şirketi’ne ait 350 koli malzemeyi kendi sevk ve idaresindeki … plakalı kamyona yükleyerek Antalya ilinde bulunan D. Pazarlama şirketine götürmek üzere katılan ile nakliye sözleşme imzaladığı, sözleşme imzalanması esnasında katılana sahte düzenlenmiş H. G. kimlik bilgileri yazılı sürücü belgesini verdiği, sanığın nakliye irsaliyesini getirmemesi nedeniyle şüphelenen katılanın durumu emniyet ekibine bildirmesi üzerine, kamyonun Gebze ilinde yakalandığı, bu suretle sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia ediliği olayda;
Emniyet Müdürlüğü’nün maddi varlığı sayılan sürücü belgesinin kullanılması suretiyle atılı suçun işlenmiş olması karşısında, eylemin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde öngörülen “kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.