YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2956
KARAR NO : 2014/19301
KARAR TARİHİ : 19.11.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/73215
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/12/2010
NUMARASI : 2010/654 (E) ve 2010/915 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Galericilik yaparak geçimini temin eden sanığın, katılana ait Mercedes marka araç ile tanık A.. A.. adına kayıtlı Volkswagen marka araçların takası konusunda taraflara aracılık yaptığı, iki aracın da sanığa teslim edildiği, A.. A..’un Mercedes marka aracın satışını alarak aracı kullanmaya başladığı ve Volkswagen marka aracın satışı konusunda katılana vekaletname verdiği ancak sanığın aracın şehir dışında olduğunu, aynı gün akşam vaktinde geleceğini beyan etmesine rağmen, aracı katılana teslim etmediği ve A.. A..’a aracı üçüncü kişiye sattığını söyleyerek, üçüncü kişi adına satışa yetki veren vekaletname vermesini istediği, bu suretle sanığın katılana ait aracı takas amacıyla alıp, takasa konu diğer aracı teslim etmediği ve başka bir kişiye satarak menfaat temin etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; katılan beyanı, tanık ifadeleri, takasa konu Volkswagen marka aracın üçüncü kişiye satıldığına dair İl Emniyet Müdürlüğü yazısı ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın katılana teslim etmesi gereken aracın aynı gün akşam vakitlerinde teslim edileceğini söyleyerek katılandan diğer aracın satışını almasına rağmen, katılana teslim etmesi gereken aracı üçüncü kişiye satarak kendisine menfaat temin ettiği, sanığın aracı alırken herhangi bir hile kullanılmamış olması karşısında dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı ancak belirli bir şekilde kullanılmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde kendisinin yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı nitelikli güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanık hakkında beraat hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.