YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2955
KARAR NO : 2014/19065
KARAR TARİHİ : 18.11.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/73206
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/12/2010
NUMARASI : 2010/224 (E) ve 2010/798 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, 01/06/2009 tarihine kadar katılanın yetkilisi olduğu T. Sprey Boya Ltd. Şti. isimli iş yerinde satış elemanı olarak çalıştığı, işten ayrıldıktan sonra şirket adına tahsil ettiği toplam 26.471 TL tutan para ve boyaları kendisine yapılan noter ihtaratına rağmen iade etmeyerek atılı suçu işlediği iddia edilen olayda; bilirkişi raporunda, sanığın savunmasında belirttiği hesap hareketi ve bilgilerin 2009 yılı ile ilgili olmayıp 2007 ve 2008 yıllarıyla ilgili olduğunu, muhasebe kayıtlarına göre sanığın şikayet konusu tahsilat makbuzlarına göre tahsilatları şirketin muhasebe kayıtlarına intikal ettirdiğine dair herhangi bir belgenin bulunmadığının tespit edildiği, bu suretle sanığın üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, katılan şirkete karşı üzerine atılı suçu 25/01/2009-15/07/2009 tarihleri arasında işlemesi nedeniyle eyleminin TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden eksik ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.