Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2954 E. 2014/19066 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2954
KARAR NO : 2014/19066
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/73182
MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 24/09/2010
NUMARASI : 2010/133 (E) ve 2010/612 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, finansal kiralama sözleşmesi uyarınca katılan şirketten bir adet dik milli darbeli kırcı, bir adet titreşimli eleği kiraladığı, sözleşmedeki borcunu süresinde ödememesi nedeniyle kiralayan şirket tarafından sözleşmenin fesh edilerek sanığa kira konusu eşyayı firmaya iade etmesi için Beşiktaş 1. Noterliğince düzenlenen ihtarnamelerin gönderildiği, ihtarnamelerin kiracı ve kefil şirkete tebliğ edildiği, öngörülen 65 günlük süre içerisinde finansal kiraya konu eşyanın katılan şirkete teslim edilmediği, sanığın finansal kiraya konu eşyaların tesliminden kaçındığı, iddiasıyla dava açıldığı,
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 maddeleri ile 1412 sayılı CMUK’nın 308/7 maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden sanığın eyleminin ve yüklenen suçun yasal unsurlarının neler olduğu açık olarak gerekçeye yansıtılmadan hüküm kurulduğunun anlaşılması karşısında, sanığın mahkumiyetine dair yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince diğer hususlar incelenmeden BOZULMASINA, 18.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.