Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2940 E. 2014/19327 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2940
KARAR NO : 2014/19327
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/59862
MAHKEMESİ : Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/11/2010
NUMARASI : 2010/142 (E) ve 2010/305 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
A…A.Ş. ticari ünvanlı şirketin yetkilileri oldukları belirtilen mağdurlardan Gökay Ö) ile kayıtlı malikinin kim olduğu dosya kapsamından anlaşılamayan … plakalı aracın haricen alım-satımı ve bu araçla köylerden “süt toplama” işi yapması konusunda sağlanan mutabakatla 13/06/2007 tarihli protokolü imzalayan ve böylece toplandığı sütü şirkete nakletmek yükümlülüğüne giren sanığın; anılan şirket tarafından üreticilere verilen antetli “müstahsil kartlarına” teslim alıp, yazdığı süt miktarlarına nazaran şirkete ilgili üreticiden daha az miktarda süt teslim alıp, nakletmiş gibi bildirimlerde (hileli hakaret) bulunması suretiyle haksız yarar sağlaması eyleminin “dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık ile mağdur Gökay (M. İ. -A…. A.Ş.) arasında köylerde bulunan üreticilerden şirket adına süt toplama, topladığı sütü şirkete nakledip teslim etme hususunda oluşan “hizmet ilişkisi” neticesi; üreticilerden aldığı gerçek süt miktarını şirkete tesliminde düşük göstererek haksız yarar sağlaması eyleminin TCK’nın 155/2. maddesinde tanımlanan “nitelikli güveni kötüye kullanma” suçunu oluşturduğu nazara alınmaksızın yazılı biçimde “dolandırıcılık” suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-Temel hapis cezası alt sınırdan takdir ve tayin olunduğu halde aynı gerekçeye dayanılarak, adli para cezasının belirlenmesine esas alınan temel tam gün birim sayısının asgari hadden uzaklaşılarak takdiri suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
b-Adli para cezası belirlenirken uygulanan kanun maddesinin hükümde gösterilmemesi,
c-TCK’nın 53/1. maddesi uygulanırken; sanığın bu hakları kullanmaktan yoksunluğunun aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca “kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmesine kadar, 2. fıkrası gereğince ise diğer hak ve yetkiler yönünden hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar süreceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.