Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2938 E. 2014/19343 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2938
KARAR NO : 2014/19343
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/58909
MAHKEMESİ : İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2010
NUMARASI : 2008/352 (E) ve 2010/362 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum yada kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi,bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kulanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Katılan P.. M..nün taşeronu Uçar … Ltd. ünvanlı şirkete bağlı olarak 1998-2000 yılları arasında L. Dağıtım ve Toplama Merkezi Müdürlüğünde “posta dağıtıcısı” olarak birkaç ay çalışmış ve o dönemde kendisine Kurum tarafından düzenlenmiş fotoğraflı “Sürekli Giriş Kartı” verilmiş olan sanığın; Teftiş Kurulu Kontrolörlüğünün 02/03/2006 (15/03/2006 inceleme) tarih ve … 1543 no’lu Soruşturma Raporu kapsamında (aslı A. …. şirketi koordinatörü tanık Akın Şimşek tarafından failden alınıp alıkonulan ve Kuruma iletilen) incelenen ve sahte olduğu bildirilen fotoğraflı kimlik belgesini de kullanıp (kendisini posta dağıtıcısı olarak tanıtıp) “Posta Dağıtıcıları Sosyal Yardımlaşma ve Kanuni Haklarını Koruma Derneği ” namına sahte olarak bastırıldığı belirtilen (dosyada iki adet aslı bulunan) noter onaysız içeriğinin gerçekle ilgisi olmayan Moral ve Dayanışma Gecesine (27/01/2006 ve 08/11/2005) çağrıyı içeren “davetiyeleri” 10 TL bedel karşılığı tanık Akın’a satmak (Av. M. Z. O.’a satması) istemesi eylemlerinin 29/07/2008 tarihli görevsizlik kararına göre “nitelikli dolandırıcılık” ve “özel belgede sahtecilik” suçlarını oluşturduğu iddia edilen somut olayda;
Gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenebilmesi amacına yönelik olarak; suça konu davetiyelerin (27/01/2006 ve 08/11/2005 tarihlerine çağrı içeren) ve “Sürekli Giriş Kartının” soruşturma evresinde ele geçirilmiş olduğu bildirilmekle; öncelikle bunların aldatma kabiliyetini haiz olacak şekilde sahte olup olmadıklarının uzman bilirkişiye incelettirilerek rapor alınması, Teftiş Kurulu Kontrolörlüğünün 15/03/2006 tarihli inceleme yazısında adı geçen Av. M. Z. O. ile o tarihte kendisine sürekli posta getiren personelin tanık Akın’ın anlatımında adı geçen N.İ.’nin ilgili Derneğin o tarihteki İstanbul Şube Başkanının iddia ve savunmalar doğrultusunda usulünce tanık sıfatıyla dinlenmeleri, sanık ile Av. Mehmet’in yüzleştirilmesinin yapılması, aslı dosyaya intikal etmiş olması gereken “Sürekli Giriş Kartındaki” fotoğrafın sanığa ait olup olmadığının tespit edilmesi, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturmayla yazılı şekilde kararlar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan kararların bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.