YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/290
KARAR NO : 2013/7644
KARAR TARİHİ : 25.04.2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi Yaptırmamak için Direnme, Kamu Malına Zarar Verme
HÜKÜM : Beraat, Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde, 265. maddesi ile düzenlenen; “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir … için değil,görevine giren bir … için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
Sanıkların, İzmir Atatürk Stadyumunda oynanan Karşıyakaspor-Bursaspor maçını seyretmeye gittikleri, maç sonuna doğru taraftarların farklı klüpleri desteklemeleri nedeniyle birbirlerine saldırdıkları, akabinde görevli polis memurlarının olaya müdahale ettikleri, ancak sanıkların taşkın hareketlerine devam edip, seyirci koltuklarının bir kısmını kırıp katılan polis memurlarına fırlattıkları, ayrıca sanıklardan … ve ….. görevli polis memurlarına vurarak basit tıbbi müdahale giderilebilecek nitelikte yaraladıklarının iddia edildiği olayda,
1-Katılan … vekilinin sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Sanığa yüklenen suçtan, doğrudan doğruya zarar görmeyen şikayetçi …’nün kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden mevcut temyiz isteminin gibi 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesİ uyarınca REDDİNE,
2- Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, ve … hakkında kamu malına zarar verme suçundan kurulan beraat hükümleri ile sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 02.03.2010 tarih, 2009/9-259 esas, 2010/47 sayılı kararına göre, görevi yaptırmamak için direnme suçunun sanık tarafından birden fazla polis memuruna karşı cebir ve şiddet göstererek hukuksal anlamda tek bir fiil ile gerçekleştirilmesi nedeniyle aynı nev’iden fikri içtimaın koşulları gerçekleşmiş bulunduğundan sanık hakkında anılan suçtan tayin olunan cezanın 5237 sayılı TCK’nın 43/2. maddesi ile arttırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan … vekilinin ve sanık … müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 25.4.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.