Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/28662 E. 2014/19299 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/28662
KARAR NO : 2014/19299
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/158923
MAHKEMESİ : İstanbul 37. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 15/02/2012
NUMARASI : 2011/426 (E) ve 2012/127 (K)
SUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Katılanın, hafriyat yükü alarak maden döküm sahasına gittiği esnada, sanık E.. S..’nun kendi sevk ve idaresindeki aracıyla karşı yönden geldiği, katılanın şerit ihlali yapmasına sinirlenen sanık E.. S..’nun katılanın aracının önünde durduğu ve katılanı da durdurarak, yanında bulunan diğer sanık T.. A.. ile birlikte katılana ait araca tekme atmak suretiyle mala zarar verme ve yumrukla vurmak suretiyle katılana yönelik kasten yaralama suçlarını işlediklerinin iddia edildiği olayda; katılan beyanı, sanık savunmaları, adli rapor, tutanak ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların üzerlerine atılı kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyetlerine yönelik kabulde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurul’unun 2011/5-38 Esas, 2011/75 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, sanıklar hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliği nedeniyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Suça ilişkin, yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olması ve suçun, AnaKanun’un 174. maddesinde güvence altına alınan İnkılâp Yasalarında yer alan suçlardan bulunmaması koşulları ile sanığa ilişkin olarak, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması, kasten yaralama suçunda maddi zarar bulunmaması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması ve sanığın kabul etmesi koşullarının gerçekleşmesi halinde mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, suç tarihi itibariyle sabıkası bulunmayan sanıklar hakkında diğer koşulların oluşup oluşmadığı araştırılmadan ve karar yerinde değerlendirilmeden, kasten yaralama suçundan ”takdiren uygulanmasına yer olmadığına” denilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3-Sanıkların daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olması karşısında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişmanlık gösterip göstermedikleri dikkate alınıp tekrar suç işleyip işlemeyecekleri konusunda oluşan kanaat değerlendirilerek cezasının ertelenip ertelenmeyeceğine karar verilmesi gerekirken, 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinde yer verilmeyen, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar T.. A.. ve E.. S..’nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.