Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2831 E. 2014/19690 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2831
KARAR NO : 2014/19690
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/125461
MAHKEMESİ : Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 29/06/2010
NUMARASI : 2005/568 (E) ve 2010/428 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanıkların aynı suçu işleme kastı ile fikir birliği içerisinde hareket ettikleri önceden yaptıkları plan çerçevesinde, sanık C.. S..’nun katılan M.. D..’a kendilerinde çok miktarda altın bulunduğunu, eritemediklerini, satın alabilecek herhangi bir kimse bilip bilmediğini sorduğu, katılan Mustafa’nın diğer katılan M.. Ş..’e olayı anlattığı, bu konuda sanık Coşkun ile anlaştıkları, ertesi gün sanık Coşkun’un yanında İbrahim isimli şahıs ile birlikte gelerek sanık Z.. Ş..’den temin ettikleri ve bu sanığın bilgisi dahilinde bir adet altını numune olarak katılanlara gösterdikleri, birlikte kuyumcuya giderek altının gerçek olduğunu tespit ettirdikleri ve bunun üzerine katılanlara sanıkların 300 adet altın alımı hususunda anlaştıkları, sonrasında sanık Coşkun’un yanında İbrahim isimli şahıs olduğu halde yeniden katılan Mustafa’ya gelerek paranın bir kısmını talep ettikleri, altınlarıda bu para verildiğinde getireceklerini söyledikleri, katılanlarla birlikte Menemen ilçesi Emiralem Beldesi Süleymanlı Köyüne gittikleri, burada 7.000 TL’yi sanıklar Coşkun ve İbrahim’in aldığı, altınları getirme bahanesiyle yanlarından ayrılıp geri dönmedikleri, sanıklar Sinan ve Enver’in de planladıkları şekilde başka bir araçla köye geldikleri ve sanık Coşkun ve İbrahim’i alarak birlikte Manisa iline döndükleri, katılan şikayetçilerden aldıkları paraları aralarında paylaştıkları iddia olunan olayda;
1-Sanıklar C.. S.., S.. K.., E.. İ.. haklarında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine ancak;
5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğun, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar, üstsoyu ile diğer kişiler yönünden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar sürmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar C.. S.., S.. K.. E.. İ.., müdafiinin, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün hüküm fıkrasından tamamen çıkarılıp yerine, “53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” cümlesinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanıklar Z.. Ş.., A.. O.. hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararlarının temyiz incelenmesinde;
a-Sanık A.. O.. yönünden,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.03.1998 gün, 50/105, 01.06.1999 gün, 137/146, 10.10.2000 gün, 175/193, 23.10.2001 gün, 226/227 ve 30.05.2006 gün 173/145 sayılı kararlarında ve benzer nitelikteki içtihatlarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olduğu ve sanığın cezalandırılması istemi ile düzenlenen iddianamede sanığın diğer sanıkların dolandırıcılık eylemlerine iştirak ettiğine dair eyleminin ne olduğunun belirtilmemesi ve soruşturma aşamasında, sanığın diğer sanıkların A.T. S. isimli mağdurun dolandırılması eyleminde sanıkların şoförlüğünü yaptığına ilişkin iddialar kapsamında şüpheli sıfatı ile savunmasının alındığı, savunmasının alındığı olayla ilgili ise bu dosya kapsamında sanık ve diğer sanıklar hakkında açılan bir kamu davasının mevcut olmaması karşısında, sanığın beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
b-Sanık Z.. Ş.. yönünden,
Sanık Coşkun’un olayda katılanlara yönelik numune olarak gösterdikleri altını sanık Z.. Ş.. ve bu sanığın kardeşi olan hakkında beraat kararı verilen T.Ş.’den aldıklarını belirten çelişkili ve suçlayıcı soyut beyanları ve katılanların olayda bu sanığa ilişkin her hangi bir görmeye dayalı bilgilerinin ve iddialarının mevcut olmaması ve yine soruşturma aşamasında bir başka olay olan ve bu eylemleri hakkında bu dosya kapsamında açılan bir kamu davası bulunmayan ve sanıkların dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdikleri iddia edilen mağdur A. T. S.’a yönelik eylemin karıştırılarak, sanığın bu mağdura yönelik gerçekleştirilen eylemdeki katkısına yönelik sanık Coşkun’un beyanlarına üstünlük tanınarak, sanığın beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Z.. Ş.., sanık, A.. O.. müdafii, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.