Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2818 E. 2014/19848 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2818
KARAR NO : 2014/19848
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/111681
MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/06/2010
NUMARASI : 2008/373 (E) ve 2010/176 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.
Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.
Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler,internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle,klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir.Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkanını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.
Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir.Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.
5237 sayılı TCK’nun 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez,şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir.
Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır.
Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa, basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
Sanık B.. B..’nin ele geçirdiği şikayetçi E.. T..’ye ait İş Bankası Ç. şubesi nezdinde bulunan … nolu çek hesabından verilme keşidecisi E.. T.., hamili N. Yapı Beton Ltd. Şti görünen, sanık tarafından keşideci olarak imzalanıp, ciro edilen … çek nolu, 25/08/2007 keşide tarihli,. 45.000.TL bedelli ve … çek nolu, 21/10/2007 keşide tarihli, 51.000.TL bedelli iki adet sahte çeki kredi işlemleri için A.bank A.Ş’ye verdiği, yine aynı şekilde oluşturduğu sahte çeklerden … çek nolu, 21/07/2007 keşide tarihli, 32.200.- TL bedelli, …. çek nolu, 15/08/2007 keşide tarihli, 28.000.-TL bedelli, … çek nolu 21.10.2007 keşide tarihli, 25.000.-TL bedelli, ve … çek nolu, 15/06/2007 keşide tarihli, 13.700.-TL bedelli,olan dört adet sahte çeki kredi işlemleri için Y.. B.. A.Ş.’ye verdiği,… çek nolu, keşidecisi E.. T.., hamili N.Yapı Beton İnş. Ltd. Şti. görünen sanık tarafından keşideci olarak imzalanıp, ciro edilen, 27/12/2007 keşide tarihli, 125.000.-TL bedeli sahte çeki K. A.Ş’ye vererek haksız menfaat temin ettiği, iddia edilen olayda,
1-Katılan A.dolubank A.Ş vekili ve katılan Y.. B.. A.Ş vekilinin sanıklar Y.. B.., E.. B.. ve S.. G.. hakkındaki temyiz istemlerine yönelik incelemede
a- A.bank vekilinin yalnızca sanık B.. B.. yönünden davaya katılma talebinde bulunduğu, katılma kararının sadece sanık B.. B..’yi kapsadığı, adı geçen sanıklar yönünden katılma kararı verilmediği, A.bank’a verilen çekler yönünden sadece sanık B.. B.. hakkında dava açıldığı, diğer sanıklar hakkında dava açılmadığı, bu sanıklar Y.. B.., E.. B.., S.. G.. hakkında açılan ve birleştirilen dosyalarda da A.bank’ın taraf sıfatının olmadığı anlaşılmakla,
b-Y.. B.. vekilinin davaya katılma isteğinde bulunması üzerine, mahkemece tüm sanıklar yönünden Y.. B..nın davaya katılmasına karar verilmiş ise de; Y.. B..na verilen çeklerle ilgili olarak sanıklar Y.. B.., E.. B.. ve S.. G.. hakkında kamu davası açılmadığı, bu sanıklar hakkında açılan ve mahkemece birleştirilmesine karar verilen dosyalarda da Y.. B..nın suçtan zarar gören sıfatının olmadığı, usulsüz olarak verilen katılma kararının temyiz hak ve yetkisi vermeyeceği cihetle,
Katılan A.bank A.Ş vekili ve katılan Y.. B.. A.Ş vekilinin sanıklar Y.. B.., E.. B.. ve S.. G.. hakkındaki temyiz istemlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-a-Sanık B.. B.. hakkında katılan A.bank A.Ş ve katılan K. A.Ş’ye verdiği çekler açısından resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik incelemede
Sanığın 16.06.2009 tarihli oturumda suça konu çeklerdeki cirolar bana ait, çeklerin ön yüzünde imzam olduğuda doğrudur, şeklindeki beyanı, katılan E.. T..’nin çeklerinin çalındığını bu çekleri sanık B.. B..’ye rızasıyla vermediğini, düzenleyip kullanmasında rızası olmadığını beyan etmesi, karşısında sanığın eyleminin katılan A.bank A.Ş karşı tek resmi belgede sahtecilik suçunu, katılan K. A.Ş’ye karşı resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatına karar verilmesi,
b-Sanık B.. B.. hakkında katılan Y.. B.. A.Ş.’ye verdiği çekler açısından resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından, katılanlar A.bank ve K. A.Ş.’ye karşı nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik incelemede,
Katılan Y.. B.. vekilinin suça konu çekler ile ilgili ayrı bir şikayetlerinin bulunduğunu, söz konusu çeklerin tahsil edildiklerinde kullanılmış olan kredi borcundan mahsup edilmek üzere verilmiş çekler olduğunu bildirmesi, 24.03.2010 tarihli dilekçelerinde suça konu çeklerin kredi teminatına istinaden takasa verildiğinin belirtmesi, katılan A. bank vekilinin 29.03.2010 havale tarihli dilekçesinde suça konu çekler karşılığında, söz konusu firmaya rotatif kredi kullandırıldığını belirtilmesi, katılan K. A.Ş’ vekilinin 11.03.2010 tarihli müzekkereye cevap niteliğindeki yazısında müvekkili olan şirketin süre gelen ticari ilişki içerisinde naz beton Ltd Şti’den bir kısım teminatlar ve çekler alındığını dava konusu çekinde beton satışı neticesinde oluşan ticari ilişki içerisinde müvekkili şirkete verilmiş olduğunu ve alınmış olan üç ayrı ipotek olduğunu belirtmesi karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından;
Katılan Y.. B..’nın suça konu çekler ile ilgili ayrı bir suç duyurusuna ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/10529 sayılı soruşturma akıbetinin araştırılıp incelenerek, hukuki ve fiili irtibat varsa birleştirilmesi, irtibat yok ise onaylı örneklerinin dosyaya konulması, katılan bankalar ve katılan K. A.Ş’den sanığın suça konu çekleri, net olarak hangi kredi veya mal ve hizmet alımı için verdiğinin, devam eden kredi ilşkisi içinde ancak ek bir kredi alımı yada ek bir mal alımı için verip vermediğinin, kredinin veya malın hangi tarihte alındığı, çeklerin hangi tarihte verildiğinin sorulup, katılan bankalar ve katılan şirket yetkilileride dinlenilerek çeklerin önceden doğmuş bir borç için verilip verilmediğinin net olarak tespit edilerek elde edilecek sonuçlara göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde beraatına karar verilmesi

Bozmayı gerektirmiş, katılan A.bank vekili, katılan Y.. B.. vekili ve katılan K. A.Ş. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.