Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/28000 E. 2014/18391 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/28000
KARAR NO : 2014/18391
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/121141
MAHKEMESİ : Fatsa 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 19/01/2012
NUMARASI : 2010/259 (E) ve 2012/40 (K)
SUÇ : Nitelikli mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu, başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanılış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Şahabettin Harput İlköğretim Okulunda öğrenci olan suça sürüklenen çocuğun, adı belirtilen okulun tuvaletinin kapısını tekme vurmak suretiyle ve görgü tespit tutanağında belirlendiği şekilde kırarak kamu malına zarar verdiğinin iddia edildiği olayda;
Oluşa, suça sürüklenen çocuğun ikrar içeren savunmalarına, görgü tespit ve olay tutanağına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; suça sürüklenen çocuğun, bu şekilde gerçekleştirdiği sabit görülen eyleminin nitelikli mala zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Suça sürüklenen çocuğun meydana gelen zararın bedelini ödediği ve adli sicil kaydındaki sabıkasının da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğunun anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda olumlu kanaat oluşturup oluşturmadığı hususları karar yerinde değerlendirilmek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağına dair olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde yaşının küçük olduğu, sabıkasının da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin bulunduğu ve 5237 sayılı TCK’nın 50/3 maddesine göre de; daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezasının zorunlu olarak aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceğine ilişkin emredici hükmü gözetilmeden, nitelikli mala zarar verme suçundan verilen kısa süreli hapis cezası ile ilgili olarak TCK’nın 50. maddesinin suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanmaması,
3-Suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35/1 ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 20/2.maddesi gereğince zorunlu olan sosyal inceleme raporu alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
4-Kamu zararının bedelinin suça sürüklenen çocuk tarafından ödendiğinin anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun meydana gelen kamu zararını hüküm tarihinden önce giderip gidermediğinin araştırılmasından sonra 5237 sayılı TCK’nın 168/2 maddesinde düzenlenen “etkin pişmanlık” hükümlerinin suça sürüklenen çocuk açısından uygulanabilirlik koşullarının karar yerinde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.