Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2773 E. 2014/19248 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2773
KARAR NO : 2014/19248
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/66095
MAHKEMESİ : Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 09/11/2010
NUMARASI : 2010/134 (E) ve 2010/389 (K)
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;Failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanığın Adana, Karataş B. Beldesi … nolu parselde bulunan yaklaşık 35,450 metrekare büyüklüğündeki arazisine 2008 yılında 1.dönem ürünü olarak buğday ekip 2.ürün olarak pamuk ekmeyi taahhüt ettiği halde ekmediği ve buna rağmen sanki ekmiş gibi yazılı beyanda bulunup ekmediği ürün nedeniyle 4850 TL haksız destekleme primi aldığı iddia edilen olayda:
Sanığın 2008 yılı doğrudan gelir desteği başvurusunda suça konu arazi dışında başka arazilerde de pamuk ekimi yapacağını bildirmiş olması, aşamalardaki savunmalarında da “o arazide su bulamadığı için ürün bitmediğini ama diğer arazilerinde fazla ürün aldığından beyannamede değişiklik yapma ihtiyacı hissetmediğini” söylemesi karşısında, gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından sanığın başka arazilerde pamuk ekimi yapıp yapmadığı, yapmışsa, dosyada örnekleri bulunan müstahsil makbuzları, faturalar, borsa alım satım beyannamaleri de değerlendirilmek suretiyle, sanığın 2008 yılında beyan ettiği tüm arazilerden elde ettiği pamuk ürünün ne kadar olduğu, bu miktarın destekleme priminden aldığı tutarla örtüşüp örtüşmediği denetime olanak sağlayacak sekilde belirlenip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.