Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2772 E. 2014/19247 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2772
KARAR NO : 2014/19247
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/66093
MAHKEMESİ : Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 02/11/2010
NUMARASI : 2010/154 (E) ve 2010/404 (K)
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi,kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı,o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için,eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmıyan bir parayı almak yada bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanığın Karataş ilçesi Bahçe Beldesinde bulunan … ve … parsel sayılı taşınmazlara 2008 yılı ekim sezonunda pamuk ektiğini beyan ederek 9.312.TL destek primi aldığı, jandarma tarafından uydu fotoğraflarına bakılarak yapılan tespitte, sanığın bildirimde bulunduğu söz konusu parsellere pamuk ekmediği ve aldığı destekleme primini iade etmediği, olayda;
Sanığın söz konusu tarlaların iyi olan kısımlarına pamuk kıraç olan kısımlarına buğday ektiğini Karataş İlçe Tarımdan gelen Ziraat Mühendisi Z. A.’nın gelip bu durumu tespit ettiğini belirtmesi, 2008 yılı için başka arazilerde de pamuk ekimi yapacağını başvurusunda bildirmiş olması, jandarma tutanağında imzası bulunan Z. G.’in yargılama aşamasında “sanık 2008 yılında tarlaların bir kısmına pamuk kalan kısmına buğday ekti, jandarma geldiğinde de aynı beyanda bulundum, tutanağın altını imzala dediler imzaladım” demesi, diğer tanık Ziraat Mühendisi M. İ. K.’ın da “tutanağı ben değil jandarma tuttu, ben sadece bilirkişi olarak yanlarında bulundum” şeklindeki beyanları karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması açısından, tutanağı düzenleyen suça konu tarlalar üzerinde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak 2008 yılındaki pamuk ekiminden sonra jandarmanın tespitinden önce tarlalarda buğday ekimi yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa bunun pamuk ekimine ilişkin bulguları ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, tarlanın bir kısmına pamuk bir kısmına buğday ekilip ekilmediği, sanığın 2008 yılı içerisinde başka arazilerde pamuk ekimi yapıp yapmadığı, yapmışsa hangi parseller olduğu, miktarının ne olduğu, bu hususta dosyada örnekleri bulunan müstahsil makbuzları, faturalar, borsa alım satım beyannamaleri de değerlendirilmek suretiyle, sanığın 2008 yılında ekim yaptığı tüm arazilerden elde ettiği pamuk ürünün ne kadar olduğu, bu miktarın destekleme priminden aldığı tutarla örtüşüp örtüşmediği hususlarında, bilirkişi raporları alınarak 2008 yılındaki pamuk ekimi zamanına ait bahse konu arazilere ilişkin uydu görüntülerinden ne anlaşılması gerektiği hususunda, görüntüler bu işlerden anlayan bir bilirkişiye inceletilip, o tarihlerde arazilerde pamuk veya başkaca herhangi bir tarım ürünü ekili olup olmadığının tespiti yaptırılarak, tarlalarda İlçe Tarım Müdürlüğünce herhangi bir tespit yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa sonucunun ne olduğu araştırılıp, İlçe Tarım Müdürlüğünde Z. A. isimli bir ziraat mühendisi var ise tanık olarak beyanına başvurulup 2008 yılında söz konusu arazilerde pamuk ekimi yapıp yapmadığı konusunda komşu arazi sahipleri tanık olarak dinlenerek, elde edilen sonuca göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’ nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.