YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2768
KARAR NO : 2014/18560
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/65899
MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 14/09/2010
NUMARASI : 2009/414 (E) ve 2010/312 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
5237 sayılı TCK’nın 158/1-j bendinde, dolandırıcılık suçunun, banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, işlenmesi, nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Bu suçun oluşabilmesi için, kredi elde eden kişinin banka veya diğer kredi kurumu görevlilerini hile ile aldatmış olması gerekir. Krediyi alan kişinin aldatıcı herhangi bir eylemi olmaksızın, sırf banka elemanlarının kendi görevlerini layıkıyla yerine getirmemeleri yüzünden bir kredi açılmışsa, dolandırıcılıktan bahsedilemez, şartları varsa bankacılık suçundan bahsedilebilir. Bu suçun mağdurları banka ve diğer kredi kurumlarıdır. 5411 sayılı “Bankacılık Kanununun 3. maddesinde banka, 48. maddesinde ise kredinin tanımı
Yapılmıştır. Tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlama suçun konusudur. Kredinin tahsis edilmesinin gerekli olup olmadığı, kredi verecek kuruluşun mevzuatında öngörülen düzenlemeler çerçevesinde belirlenir. Fiil, sahte kıymet takdiri raporları veya gerçeğe aykırı belgeler, bilançolar düzenleyerek hileli davranışıyla bunları aldatmaktadır. Kredi kurumu banka olmamasına karşın faiz karşılığında olsun veya olmasın, kanunen borç vermeye yetkili kılınan kurumlar anlaşılır. Bu itibarla böyle bir yetkiye sahip olmayan bir kişi veya kuruluşa karşı bu fiilin işlenmesi hâlinde koşulları varsa,basit dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır.
L. Tekstil ve Tur. San. ve Tic. AŞ’nin ortağı ve yetkilisi olan sanık T.. E..’ün 23.01.2007 tarihinde şikayetçi T. E. Bankasının Davutpaşa şubesi ile genel kredi sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşme gereğince kullanacağı kredi karşılığında 23.02.2007 tarihinde Y. ve K. Bankası P. E 5 şubesine ait 22.06.2007 keşide tarihli 16.500 TL bedelli keşidecisi M.. A..’nın yetkilisi olduğu A. İnş. Dek. Gıda. Nak. Tic. Ltd. Şti olan … seri nolu çeki ciro ederek verdiği, yine 28.03.2007 tarihinde ise aynı keşideciye ve bankaya ait 26.06.2007 keşide tarihli 50.850 TL bedelli … seri nolu çeki ciro ederek verdiği, ancak şikayetçi banka tarafından çeklerin tahsil edilmek istenilmesi üzerine her iki çekin de çalıntı olduğunun tespit edildiği, sanığın sahte imza ile keşide edilmiş resmi belge vasfındaki çekleri kredi temin etmek amacıyla kullanarak resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda; sanığın bu çeklerin muhasebelerine ne şekilde girdiğini bilmediğini beyan etmesi, tanıklar Murat ve Sezai’nin bu çeklerin o dönem gelenl müdür olan E. G.’ in mal fazlasını almaya gelen arkadaşları tarafından şirkete verilmiş çekler olduğunu beyan etmeleri ve E. G.’in bu konu ile ilgili dinlenmemiş olması, T. E. B.’nın cevabi yazısında teminat çeki verilmeden kredi konusu paranın sanığa verilmediğini bildirmeleri üzerine gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, şirketin o dönem genel müdürü olan E. G.’in temin edilerek konu ile ilgili ifadesinin alınması, bu çekleri mal fazlasının satımı için hangi tanıdığından aldığının sorulması, bu kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile temin edilerek ifadelerinin ve imza yazı örneklerinin alınması aynı anda sanığın defter ve kayıtlarının temin edilerek bu çeklerin kimden hangi ticari ilişiye binaen ne zaman alındığının alanında uzman bilirkişi görevlendirilerek tespit edilmesi, tespit edilen kişilerin imza ve yazı örnekleri ile çekler üzerinde kriminal inceleme yaptırılması, Türkiye E. B.’na yazı yazılarak ilgili 23/01/2007 tarihli kredi sözleşmesine binaen sanığa ödemenin hangi tarihte yapıldığının ilgili belgelerle birlikte bildirilmesinin ardından çeklerdeki sahteliğin kim tarafından yapıldığının ve kredi ödemesinin çeklerin veriliş tarihinden önce mi sonra mı yapıldığının tespitinin ardından sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.