YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2737
KARAR NO : 2014/18547
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/43191
MAHKEMESİ : Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/05/2010
NUMARASI : 2006/601 (E) ve 2010/311 (K)
SUÇ : Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanıklar H.. B.. ve H.. K..’in katılan H.. K..’ya ait Berkay ticaret ünvanlı işyerinde pazarlama yetkilisi vazifesinde işçi olarak görev yaptıkları, sanıkların 2005 yılı içerisinde ürünleri birçok işyerine teslim edip, müşterilere peşin satış yaptıkları halde teslimat ve tahsilat fişinin alt nüshası ile üst nüshasını farklı düzenleyerek gerçekte peşinen satılan ve parasını anında teslim aldıkları malları veresiye satış yapmış gibi göstererek bu kapsamda tahsil ettikleri toplam 35000 TL’yi görevleri gereği iş yerlerine teslim etmeyerek uhdelerine geçirdikleri iddia olunan somut olayda; sanık Hakan’ın müdafi huzurunda kollukta verdiği ifadesinde “tahsilat görevlerinin bulunmadığını” beyan etmesi, sanıkların üzerilerine atılı suçu kabul etmemeleri, 29.09.2006 tarihli bilirkişi raporunda “sanık H.. K..’in 1.659,04 TL ve sanık H. B.ın 4.462,89 TL aldığına ilişkin” tespitin yapılması ancak hangi müşteri ile olan alışverişe binaen verilen faturalardan böyle bir tespit yapıldığının belirtilmemesi ve söz konusu faturanın hangi sanık tarafından düzenlendiğine ilişkin bir tespitin yapılmaması, katılanın hangi müşterilere peşin mal satılmasına karşın veresiye satılmış ve parasının alınmamış olarak gösterildiğinin araştırılmaması, bu müşterilerin yargılamada dinlenmemiş olmaları, keza katılanın “sanıklar tarafından fiş ve faturalar üzerinde ilk nüsha altına karbon kağıdı konulmadan fatura düzenlenmiş olduğu, kendilerine verilen diğer iki nüsha üzerinde sanıkların müşteri imzasının taklit ederek peşinen satıldı ibaresini kaldırdıkları” yönündeki beyanına rağmen söz konusu satışın yapıldığı müşterilerin ellerindeki peşinen aldıklarına dair fiş ve fatura asıllarının getirtilip alanında uzman bilirkişilerce bu faturalar üzerinde oynama yapılıp yapılmadığının, yapıldı ise sanıklarca yapılıp yapılmadığının tespit edilmemiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; Sanıklarla katılan arasındaki iş akdinin temin edilerek sanıkların tahsilat vazifelerinin bulunup bulunmadıklarının tespiti, sanıkların suç döneminde mal teslim edip fatura verdiği iş yerlerinin tespiti, bu iş yerlerinin yetkililerinin temin edilerek tanık olarak dinlenmeleri ve bu kişilerden sanıklar tarafından kendilerine mal mukabili verilen fatura ve fişlerinin temini, müşterilerden elde edilen fiş ve faturalarla katılanın kayıtlarında bulunan fiş ve faturaların bir araya getirilerek sanıkların imza ve yazı örnekleri de alınıp nüshalar arasında fark bulunup bulunmadığı, fark yaratılmışsa bu farkın sanıklarca yapılıp yapılmadığının tespiti amacıyla alanında uzman bilirkişilerce inceleme yaptırılması, s+anıkların yaptıkları satışları içeren fiş ve faturaların da dahil olduğu katılanın defter ve kayıtlarının temin edilerek yukarıda anılan sebeplerle eksik nitelendirme yaptığı tespit edilen serbest muhasebeci bilirkişi A. M.’ın düzenlediği rapor yerine sanıkların her birinin ayrı ayrı eylemlerini, hangi müşteri ile yapılan alışverişe ait fiş ve faturaların dikkate alınarak ne gibi bir sonuca ulaşıldığını içerir heyet bilirkişi raporu alınmasının ardından sanıkların hukuki durumlarının tayin ve tespiti gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde sanıkların mahkumiyetlerine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 11/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.