YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/27249
KARAR NO : 2014/18622
KARAR TARİHİ : 11.11.2014
Tebliğname No : 15 – 2012/135773
MAHKEMESİ : Çayeli Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 28/03/2012
NUMARASI : 2011/154 (E) ve 2012/135 (K)
SUÇ : Dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma suça konu şeyin amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Somut olayda; sanığın, iştirak halinde malik oldukları arazide bulunan, ancak katılan tarafından yetiştirilen kivi ağacını kömürlüğüne zarar verdiği gerekçesiyle katılandan budamasını istediği, katılanın da kiviyi budadığı halde, sanığın katılana ait kivi ağacını kestiği, ayrıca yine aynı arazide yetişen bir adet kızılağacı da salatalıklarında sırık olarak kullanmak amacıyla başka bir tarihte kestiği anlaşılmakla; eylemin zincirleme şekilde dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğuna zarar verme suçunu oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık ile katılanın aynı konutta birlikte oturmayan kardeş oldukları gözetilip hükmolunan cezadan indirim yapılması gerektiği gözetilmeyerek TCK’nın 167/2. maddesine aykırı davranılması,
2-Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendindeki hak yoksunluğunun uygulanamayacağı, (e) bendinin ise uygulanmamasına karar verilebileceği diğer hak yoksunluklarının ise uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/11/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.