Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/26922 E. 2014/18161 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26922
KARAR NO : 2014/18161
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2012/97615
MAHKEMESİ : Bulancak Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2011
NUMARASI : 2011/73 (E) ve 2011/261 (K)
SUÇ : Mala zarar verme

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma,suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.
Suça sürüklenen çocuğun, annesi ile babasının arasında anlaşmazlık çıkmasına neden olduğunu düşündüğü F. H.’nın evine giderek duvara benzin döküp yaktığının anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocucuğun eyleminin yakarak mala zarar verme suçunu oluşturduğu yönündeki kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 152/2-son maddesinde yapılan değişikliğe göre, mala zarar verme suçunun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak işlenmiş olması halinde arttırım miktarının öngörüldüğü bölümde yer alan, “verilecek ceza iki katına kadar artırılır” cümlesindeki “iki katına” ibaresinin çıkartılarak yerine“bir katına” ibaresinin eklenmiş olması karşısında ve mahkumiyet kararındaki arttırım oranı da dikkate alınarak, söz konusu yasa değişikliğine göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğinin 20/1-7. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15 yaşını doldurmuş olup da 18 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği taktirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
3-Suça sürüklenen çocuğun cezasından yaşı ve takdiri nedenlerle indirim yapılması sırasında, uygulanan kanun maddeleri olan 5237 sayılı TCK’nın 31/3 ve 62 maddelerinin hüküm fıkrasında açıkça gösterilmemesi suretiyle, 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
4-Sonuç hapis cezasının 6 ay 20 gün yerine 6 ay 22 gün olarak hesap edilmesi suretiyle suça sürüklenen çocuk hakkında fazla ceza tayini,
5-Suç tarihinde 18 yaşından küçük olup, daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.