YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2688
KARAR NO : 2014/14496
KARAR TARİHİ : 11.09.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/27380
MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 21/04/2010
NUMARASI : 2009/589 (E) ve 2010/357 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Fas vatandaşı olan müştekilerin, ziyaret amacıyla İstanbul iline geldikleri, akabinde İzmir iline geçip Basmane semtinde bulunan Y.. Oteli’ne yerleştikleri, 13.01.2009 tarihinde dolaşırlarken sanıkla karşılaştıkları, sanığın arapça bilmesi nedeniyle müştekilerle sohbet ettiği esnada yasal yollardan vize yaptırarak kendilerini Almanya’ya gönderebileceğini ancak bunun karşılığında 1500’er euro vermeleri gerektiğini söylediği, bilahare ikamet ettiği binada komşusu olan tanık A.. E..’i de müştekilere annesi olarak tanıttığı, sanığın söylediklerine inanan müştekilerin de pazarlık yaparak 2670 euro karşılığında vize alması hususunda sanıkla anlaşarak bu miktar parayı sanığa verdikleri, sanığın da vize işlemlerini başlatacağını söyleyerek suça konu parayla müştekilerin yanından ayrılıp gittiği ve bir daha geri dönmeyerek dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın kaçamaklı savunmasında müştekileri tanıdığını beyan etmesi, müştekilerin soruşturma aşamasında alınan ve birbirleriyle uyumlu olan ifadelerinde, sanığa yasal yollardan vize yaptırması için 2670 euro para verdiklerini ancak sanığın bu işlemleri yaptırmadığı gibi paralarını da iade etmediğini belirtmeleri karşısında, atılı suçun sübuta erdiği ve sanığın TCK’nın 157/1, 43/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.09.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.