Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/26807 E. 2013/20484 K. 19.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26807
KARAR NO : 2013/20484
KARAR TARİHİ : 19.12.2013

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-e bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hal kabul edilmiştir. Hangi kurum ve kuruluşların, kamusal nitelik taşıdığı, o kurumun kadro bakımından bağlı olduğu durumu düzenleyen mevzuata göre belirlenir. Bu nitelikli halin oluşması için, eylemin kamu kurum ve kuruluşlarının mal varlığına zarar vermek amacıyla işlenmesi gerekir.
Zarar vermek, kamu kurum ve kuruluşlarından hakkı olmayan bir parayı almak ya da bir borcu geri vermemek şeklinde olabilir. Bu suçun zarar göreni kamu kurum ve kuruluşunun tüzel kişiliğidir. Kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi söz konusu değilse bu suç oluşmayacaktır.

Dolandırıcılık suçunun Kamu yararına çalışan hayır kurumlarının zararına işlenmesi madde kapsamında değildir.
Sanık …’ın özürlü olmadığı halde eşi olan diğer sanık …’ın Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinden verilmiş gibi görülen eşi olan sanık … adına sahte olarak düzenlettirdiği özürlü sağlık kurulu raporunu, 2022 sayılı Kanun kapsamında eşinin özürlü aylığı almasını sağlamak amacıyla katılan … Kurumuna gönderdiği, ancak yapılan araştırma sonucunda söz konusu raporun sahte olduğunun anlaşıldığı, bu şekilde sanıkların birlikte hareket ederek katılan … dolandırmaya çalıştıklarının iddia edildiği olayda, raporun kimin tarafından kuruma gönderildiğinin belli olmadığı, sanıkların savunmasının da bu durumla örtüştüğü, sanıkların sahte sağlık kurulu raporuyla 2022 sayılı Kanun kapsamında maaş almak amacıyla herhangi bir başvurularının bulunmadığı, raporun tek başına ve doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına gönderildiği, bu şekilde maaş başvuru talebi ile diğer belgeler eklenmeden mal müdürlüğü yerine doğrudan kuruma gönderilen rapora istinaden maaş bağlanamayacağının ilgili mevzuat ve kurumun yazısı ile sabit olduğu, ayrıca kurumun herhangi bir zararının da bulunmadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında raporun kuruma gönderilmesinin hazırlık hareketi olarak dahi değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla nitelikli dolandırıcılık suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı gerekçelerine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 19.12.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.