Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2680 E. 2014/18797 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2680
KARAR NO : 2014/18797
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Tebliğname No : 11 – 2011/18089
MAHKEMESİ : İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2010
NUMARASI : 2009/154 (E) ve 2010/206 (K)
SUÇ : Güveni kötüye kullanma

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Sanığın, suç tarihinde Ziraat Bankası İzmir Narlıdere Şubesi’nde yönetmen yardımcısı olarak çalışmakta olduğu, katılanın ise, dönem dönem sanığın çalıştığı bankadan şirketi adına kredi aldığı ve kredi çekebilmek için söz konusu bankaya teminat olarak çek ve senet ibraz ettiği katılanın yine aynı bankadan kredi çekebilmek için 02.09.2008 tarihinde başvuruda bulunduğu ve sanığın talebi üzerine katılanın, İş Bankası E. Şubesi’ne ait … seri numaralı ve 120.000 TL bedelli çek ile aynı bankanın … seri no’lu 275.000 TL bedelli iki adet şirket çekini şüpheliye teslim ettiği buna ilişkin olarak taraflar arasında, bu çeklerin banka kredisi alınması karşılığında teslim edildiğine ve başka amaçla kullanılamayacağına ilişkin tutanağın düzenlendiği, ancak sanığın teslim aldığı bu çekleri, kendi menfaatine olarak başkalarına vererek tedavüle koyduğunun iddia edildiği olayda;
Gerçeğin hiç bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılabilmesi bakımından, suç tarihinde banka görevlisi olan sanığın, kredi verilmesine esas olmak üzere çekleri aldığı ileri sürüldüğüne göre, öncelikle kredi alımında teminat alınıp alınmadığı, teminat alınması halinde suça konu çeklerin kayıt altına alınıp alınmadığı, bu çekler alınmamışsa teminata alınan başka belgeler bulunup bulunmadığı araştırılarak, suça konu çeklerin krediye karşı olması halinde piyasaya sürülmesinin, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun hükümlerini ihlal edip etmediği hususları birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.