Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/26467 E. 2016/2311 K. 02.03.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26467
KARAR NO : 2016/2311
KARAR TARİHİ : 02.03.2016

MAHKEMESİ : …………. Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ………. hakkında verilen mahkumiyete ilişkin hüküm sanık müdafii, diğer sanıklar hakkında verilen beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ……. ….,………….., …………..,……., ……….,………., ……….., …….., ………., ………,………., ………. haklarında verilen beraat hükümlerine yönelik temyizin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre, sanık ………….’ın ……….. İl Sağlık Müdürlüğünde muhasebe görevlisi olarak çalıştığı, İl Sağlık Müdürlüğünden gelen ödeme belgesine bağlı reçeteler ilk olarak tedavi servisinde görevli H.. U.. ve Abdurrahman Urat’ın kontrolünden geçtikten sonra muhasebe müdürü U.. A..’ün imzasına sunulduğu, müteakiben ödeme evrakı hazırlanmak üzere sanık …………’ın önüne getirildiği, sanığın sanki bir başka ödeme yapılıyormuş gibi aynı evraktan bilgisayara mükerrer bir kayıt açarak ayrı bir yevmiye numarası vererek işlemi gerçekleştirdiği, sanık daha sonra aynı miktarda ve aynı tarihte yapılan iki ayrı işlemin fark edilmemesi için ödeme belgesindeki suretlerden bir tanesi üzerinden değişiklik yaparak dosyasına taktığı, sanığın ………….’ın diğer sanık olan kişilere “banka havalesinin geleceğini, bu paranın hesaplarına yatacağını” söyleyerek bu kişilerden parayı hesaplarından çektirip elden teslim aldığı, sanıklar …….., ………, ………., …….., ……….,………., ………. ve ………’ın sanık…………..’ın tanıdıkları olduğu,sanığın eylemine bilerek iştirak ettiklerine ve bu işten menfaat temin ettiklerine dair dosyada delilin olmadığı, diğer memur sanıklar ……….., ………., ……… ve ………..’un ise …………’ın eylemine bilerek ve isteyerek iştirak ettiklerine dair yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2-Sanık ……… hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde ise;
Sanığın eczanelerden gelen reçeteler üzerinde muhasebe evraklarının tanzimi sonrasında evraklarda oynama yaparak ve bilgisayar mükerrer kayıt girerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği gerekçesine dayanan kabulde aşağıdaki nedenler dışında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında adli para cezasının tayininde, 5237 sayılı TCK’nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e) ve (f) bentlerinde sayılan hallerde, tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmeyerek, sanığa fazla adli para cezası tayini,
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin hükümlerin çıkarılarak yerine sırasıyla “28.479 gün”, ”42718 gün”, ”14239 gün”, “11865 gün” ve “TCK’nın 52/2. maddesi gereğince sanığın ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak beher günü takdiren 20 TL hesabı ile para cezasına çevrilerek sanığın 237.300 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresi eklenmek suretiyle ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılıp yerine, “TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.