YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/26286
KARAR NO : 2014/21658
KARAR TARİHİ : 22.12.2014
Tebliğname No : 15 – 2012/267055
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 30. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/03/2012
NUMARASI : 2010/102 (E) ve 2012/261 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.
Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda; sanığın olay tarihinde beraat eden sanık S. H.. vasıtasıyla katılan Y.. A.. ile tanıştığı, katılana araç temin edebileceğini söylediği, Yaşar’dan olayı duyan diğer katılanlar D.. T.. ve A.. G..’in de Yaşar ile İstanbul’a giderek birlikte sanık ile görüştükleri, sanığın aracını takas edeceğim yerine başka araç vereceğim diye Yaşar’a ait otonun noterden satış işlemini yaptığı ancak, yerine vereceği aracı getirmediği, yine kendilerine ucuz araç bulacağını söyleyerek ikna ettiği katılan Abdurrahman’dan 7.500 TL, katılan Dilek’ten ise 6.500 TL para alarak araçları getirmeye gidiyorum diyerek ortadan kaybolduğunun iddia edildiği olayda, aşağıda yazılı bozma nedenleri dışında sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak,
1-) Dosya içeriğine göre sanığın katılanların hep birlikte sanığın yanına giderek görüştükleri sırada sanığın katılanlarla aynı yer ve zaman dilimi içinde görüşerek para alması şeklinde gelişen eyleminin TCK’nın 43/2 maddesinin ‘birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesi’ nedeniyle teselsül eden tek eylem olduğu ve buna göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde her müştekiye karşı eyleminden ayrı ayrı hüküm kurulması,
2-) Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerde, hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/12/2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.