Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/25495 E. 2013/18578 K. 27.11.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/25495
KARAR NO : 2013/18578
KARAR TARİHİ : 27.11.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1)Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde;
Sanık …’in sorgusunda bildirdiği adresine gönderilen gerekçeli kararın anılan adresten diğer sanık …’ye aynı adreste oturduğu şerhi ile tebliğ edildiği ancak sanık …’nin sorgusunda bildirdiği adresi ile kendisine gerekçeli kararın tebliğ edildiği adresinin bir başka adres olduğu, sanık …’in dilekçesinde tebligatın kendisine ulaştırılmadığını belirtmesi karşısında, usulsüz yapılan tebligat nedeniyle temyiz süresi başlamayacağından, mahkemenin temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararı kaldırılıp, sanığın öğrenme üzerine yaptığı temyiz inceleme talebinin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin
şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Yukarıdaki ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde;
Sanığın elinde yüklü miktarda … altını bulunduğunu, kendisine uygun fiyattan satabileceğini söyleyerek inandırdığı katılana öncelikle iki adet numune verdiği, numuneleri inceletip gerçek altın olduğunu öğrenen katılanın olay günü sanık ile gece saatlerinde altını teslim almak üzere buluştuğu, parayı alan sanığın altını gidip getireceğini söyleyerek olay yerinden ayrılıp bir daha geri dönmediği olayda, mahkemenin “dolandırıcılık” suçunun oluştuğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2) Sanık … hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz isteğinin incelenmesinde;
Diğer sanık …’in, altın satma vaadi ile katılanı aldatıp 100.000 Dolar parasını alması şeklinde gelişen olayda,
Katılanın soruşturma aşamasındaki beyanında, sanık …’nin kendisini aradığını, elinde altın bulunduğunu söylemesi üzerine … İlçesine geldiğini beyan etmesine rağmen, mahkemedeki beyanında ise … isimli arkadaşının kendisini arayarak bir tütün işi olduğunu söyleyerek …’nin işyerine gelmesini istediğini, kendisinin de … İlçesinde bulunan …’nin dükkanına gittiğini beyan etmesi ve beyanlarının bu nedenle çelişki oluşturması, sanığın her iki beyanında da, altın işi ile ilgili olarak sanık … ile muhatap olduğunu, sanık … ile muhatap olmadığını beyan etmesi, ancak mahkemedeki beyanında sanık …’nin de dolandırıcılık işinde olduğunu kendisine ikrar ettiğini beyan etmesi, yine katılanın 28.000 TL paranın tamamını kendisine sanık …’nin iade ettiğini beyan etmesine rağmen, tanık …’un beyanlarında, 18.000 TL parayı sanık …’nin abisi olan … ile babasının iade ettiklerini, 10.000 TL parayı da …’nin temin ettiğini beyan etmesi, yine sanık …’nın kendisi hakkında henüz dolandırıcılık suçundan dolayı bir soruşturma yürütülmediği halde …’dan şikayetçi olması ve dolandırıcılık olayının da bu şekilde ortaya çıktığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya ye
vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, katılan …’ın beyanlarında 100.000 Dolar parayı kendisine getiren kişi olarak beyan ettiği ve sanık … ile de muhatap olduğu anlaşılan… ile sanık …’nin babası olan … ile ağabeyi olan …’nın olayla ilgili olarak tanık sıfatıyla beyanları alındıktan sonra sanık …’nın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.