Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/24897 E. 2015/26401 K. 08.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24897
KARAR NO : 2015/26401
KARAR TARİHİ : 08.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, nakliyecilik yapan katılanın işyerine gelerek, işyeri yetkilisi tanık …’a kendisini “…” olarak tanıtıp, … adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ile araç ruhsatını ibraz ederek ve çalıntı … plakaları takılı ancak gerçekte bu plakalı olmayan aracı ile …iline yük götürmek üzere katılanla anlaşma yaptığı, bu anlaşma uyarınca aracına yüklediği malları, teslim etmesi gereken firmaya teslim etmeyip ortadan kaybolduğu, böylece dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Suç işlenirken, emniyet müdürlüğünün maddi varlığı olan sürücü belgesi, ruhsat ve plakanın suçta kullanıldığının iddia olunması karşısında, bu eylemin, 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdir ve değerlendirmesinin üst dereceli Ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde sanığın mahkûmiyetlerine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.