Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/24537 E. 2015/26552 K. 10.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24537
KARAR NO : 2015/26552
KARAR TARİHİ : 10.06.2015

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık müdafiinin temyiz talebine ilişkin incelemede;
Sanık müdafiinin yüzüne karşı tefhim olunan mahkumiyet hükmüne yönelik, yasal süresi geçtikten sonra yaptığı 29.12.2011 günlü temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 17. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Katılan vekilinin temyiz talebine ilişkin incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
Failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
TCK’nın 158/1-d bendinde belirtilen, kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi, nitelikli hâl kabul edilmiştir. Söz konusu kurum ya da kuruluşların konumunun suçun işlenmesinde kolaylık sağlayacağı düşüncesi, bu kurum ve kuruluşların bu suçta araç olarak kullanılmasının, ağırlaştırıcı neden olmasını gerektirmiştir.
Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için, bunların isminin kullanılması yeterli olmayıp maddi varlığının kullanılması gerekmektedir. Araç olarak kullanılma, bu kurum veya kuruluşlara ait yazı veya belgeleri amaç dışı olarak kullanmak şeklinde olabilir. Bu kurumlara ait kimlik belgesinin gösterilmesi, basılı evraklarının, kıyafetlerinin, taşıtlarının kullanılması mağdurda güven oluşumunu sağlayacaktır.
Sanık … ile mağdure …’un üniversiteden tanıştıkları, …’nın kendisine iş bulmasında yardımcı olması amacıyla …’ye e-mail yoluyla mezuniyet belgesini gönderdiği, …’nin bilgisayar ortamında bu mezuniyet belgesindeki bilgileri değiştirerek kendisi adına yeniden düzenlediği ve bu bilgisayar çıktısını alarak üniversite mezunu olduğunu beyan edip,… Bilgi Teknolojileri ve Danışmanlık Şirketine iş için müracaatta bulunduğu ve burada çalışmaya başladığı, mezuniyet belgesinin sonradan ibraz edilmesi üzerine şirket yetkililerinin şüpheye düştüğü ve… Üniversitesinden belgeyi sorduklarında bu belgenin …’a ait olduğunun ve …’nin okul ile ilişiğinin kesildiğinin bildirildiği somut olayda; eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesinde düzenlenen kamu kurumunun araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirmenin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. Maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.