YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2416
KARAR NO : 2014/18279
KARAR TARİHİ : 06.11.2014
Tebliğname No : 11 – 2011/72618
MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2010
NUMARASI : 2009/616 (E) ve 2010/1376 (K)
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.
Somut olayda; katılana ait Hosta piknik adlı işyerinde motosikletli komi olarak çalışan sanığın, şubelerden topladığı paraları ve yemek fişlerini alarak işyerine ait motosikletle kaçtığı, motosikleti daha sonra bir caddeye terk ettiği anlaşılmakla, eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık müdafinin lehe hükümlerin uygulanması talebi ile ilgili olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 50. ve 62. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,
2- Sanık hakkında temel ceza tayini sırasında hürriyeti bağlayıcı ceza alt sınırdan belirlendiği halde yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle adli para cezası tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılmak suretiyle tespit edilerek sanığa fazla ceza tayini,
3- 5237 sayılı Kanun’un 51/2. maddesinde yer alan “Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir” hükmünün, aynı zamanda etkin pişmanlık başlığı altında, 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesi gereğince cezadan indirim sebebi olduğu, kanunî bir indirim sebebinin aynı zamanda hapis cezasının infaz edilmiş sayılmasını gerektirecek şekilde erteleme şartı olarak belirlenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeyerek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında ertelemenin katılanın uğradığı zararın giderilmesi şartına tabi tutulması,
Bozmayı gerektirmiş, O Yer Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.