Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/24 E. 2013/7607 K. 25.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/24
KARAR NO : 2013/7607
KARAR TARİHİ : 25.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Görevi Yaptırmamak için Direnme, kamu Malına Zarar Verme, Kemik Kırığına Sebebiyet Verecek Şekilde Kasten Yaralama, Hakaret, Basit Yaralama, Basit Tehdit
HÜKÜM : Düşme, Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Sanık hakkında …’e yönelik basit yaralama, basit tehdit ve hakaret suçlarından verilen düşme kararlarına ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde;
Vazgeçmeyi kabul eden sanığın üzerine atılı basit yaralama, basit tehdit ve hakaret suçları nedeniyle şikayetten vazgeçmeye dayalı olarak verilen düşme kararını temyizde hukuki bir yararı olmadığı gibi, hükmün gerekçesine yönelik bir temyiz de bulunmadığından, sanığın vaki temyiz talebinin 5320 sayılı kanunun 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme ve katılan …’e yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz itirazlarının incelemesinde;
Mala zarar verme suçu başkasının mülkiyetinde bulunan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması kullanılamaz hâle getirilmesi veya kirletilmesiyle oluşur. Bu bakımdan, söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suçtur. Yıkma, yalnızca taşınmazlar için söz konusudur. Taşınmazın önceki kullanış biçimine uygun olarak bir daha kullanılamaz duruma getirilmesini ifade eder. Yok etme, suça konu şeyin maddî varlığını ortadan kaldırmaktır. Bozma, suça konu şeyin, amacına uygun olarak kullanılması olanağını ortadan kaldırmaktır. Kirletme, başkasının binasının duvarına yazı yazmak, resim yapmak, afiş ve ilân yapıştırmak şeklinde gerçekleştirilmektedir.5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ”başlıklı birinci bölümünde, 265.maddesi ile düzenlenen; “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme”suçuyla korunan hukuki yarar,kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Öte yandan, kendisine verilen görevi yerine getirmekte olan kamu görevlisine karşı cebir ve/veya tehdit fiili gerçekleştirilmiş bulunduğundan bu suçla aynı zamanda kişi özgürlüğü ve beden bütünlüğü de korunmaktadır. Maddede düzenlenen görevini yaptırmamak için direnme suçu, seçimlik hareketli bir suç olup kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir ve/veya tehdit kullanılması ile suç oluşmaktadır. Bu suçun oluşabilmesi için, öncelikle engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması zorunludur. Zira madde, kamu görevlisinin yerine getirdiği herhangi bir … için değil, görevine giren bir … için koruma sağlamaktadır. Cebir, kamu görevlisine karşı fiziki güç kullanılmasıdır. Cebrin sınırı, kasten yaralama suçunun temel şekli veya daha az cezayı gerektiren hâli kapsamında değiştirilebilecek boyutta olmasıdır. Cebirle, kasten yaralamanın neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine sebebiyet verilirse, fail ayrıca bu suçtan da beşinci fıkra uyarınca cezalandırılacaktır. Cebir veya tehdidin alenî olması şart değildir. Bu manada cebir ve tehdit, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engellemeye elverişli, doğrudan kamu görevlisine yönelik ve ortadan kaldırılmadığı sürece göreve devam edilmesine engel olan güç kullanılmasını ifade eder.
Sanık … ile müşteki … arasında meydana gelen tehdit olayı nedeniyle yapılan soruşturma kapsamında tarafların Anamur Polis Merkezine getirildikleri, birbirlerinden şikayetçi olan şahısların müracaatlarının alınmasına müteakip doktor raporuna götürülmek üzere polis merkezi koridorunda bekletildikleri sırada sanık …’nın müşteki …’e hakaret ve tehditte bulunarak saldırdığı ve boğazını sıkmak suretiyle etkili eylemde bulunarak müştekiyi doktor raporunda belirtildiği üzere basit tıbbi müdahale ile iyileşir nitelikte yaraladığı, sanığın bu saldırgan tutumu üzerine aralarında katılan …’in de bulunduğu polis merkezindeki görevlilerin olaya müdahale ettiği, bunun üzerine sanığın görevli polis memurlarına hitaben “lan şerefsizler, ne karışıyorsunuz, size göstereceğim lan” deyip katılan …’in boğazını tutarak yüzüne yumrukla vurduğu ve sol el parmağını tutup bükerek, “basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmayan ve hayat fonksiyonlarını hafif (1.) derecede etkileyecek şekilde kemik kırığı oluşacak nitelikte” yaraladığı,akabinde sanığın kelepçe takılarak etkisiz hale getirilip bekleme odasına alındığı, sanığın acıktığını söylemesi üzerine görevlilerce poğaça ve meyve suyu getirildiği, karnını doyurması için kelepçe çıkartıldığında ise eline aldığı sandalye ile karakolun pencere camını kırdığı olayda, mahkemenin görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme ve kemik kırığına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralama suçlarının oluştuğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 25.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.