Yargıtay Kararı 15. Ceza Dairesi 2013/2304 E. 2014/18178 K. 05.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2304
KARAR NO : 2014/18178
KARAR TARİHİ : 05.11.2014

Tebliğname No : 15 – 2011/286327
MAHKEMESİ : Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/06/2011
NUMARASI : 2010/67 (E) ve 2011/176 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
İzmir’de ithalat ihracat işleri ile uğraşan ve Alman vatandaşı olan müşteki ile suç tarihi öncesinde irtibata geçen sanığın elinde tedavülden kalkmış 60.000 Alman markı bulunduğunu, bu paraların Almanya’da yeni paralarla değiştirilebilmesi için kendisine yardım etmesini, karşılığında müştekiye belirli bir miktar ödeme yapabileceğini söylediği, müştekinin bu duruma başlangıçta inanmadığı, sanıkta var olduğu iddia olunan paraları görüp kontrol etmesi halinde yardımcı olabileceğini söylediği, sanığın müştekiyi Denizli’ye gelmeyi ikna ettiği, sanığın bahsettiği paraların yaşlı bir teyzeye ait olduğunu, teyzesine bir miktar para ödenmesi halinde paraların tamamının müştekiye ait olmak üzere teslim edilebileceğini söylediği, bir müddet sanık ile müşteki arasında görüşmeler olduktan sonra müştekinin bir miktar para verip bahsedilen markları almayı kabul ettiği ve S.. S.. isimli arkadaşı ile birlikte Denizli’ye gelen müştekinin tekrar sanık ile görüştüğü, sanığa 15.000 TL para vererek markların yarısını getirmesini sanıktan istediği, sanığın 15.000 TL’yi alıp müşteki ve arkadaşının yanından ayrıldıktan sonra geri dönmediği, bu şekilde gerçekleşen eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğu iddia edilen olayda; müşteki ve tanık S.. S..’nin soruşturma aşamasında ifadeleri alınıp kovuşturma aşamasında dinlenmediklerinin anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa çıkarılması bakımından müşteki ve tanığın usulünce dinlenerek sanık ile yüzleştirilmelerinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.