YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2301
KARAR NO : 2014/18870
KARAR TARİHİ : 13.11.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/286147
MAHKEMESİ : Denizli 5. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/06/2011
NUMARASI : 2009/78 (E) ve 2011/325 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı,sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Katılan ile sanık M.. E..’in asker arkadaşı oldukları, suç tarihinden dört gün önce 15.3.2008 günü sanık Muharrem’in kullanmış olduğu cep telefonundan katılan Halil’i arayarak çok karlı bir iş çıktığını belirtip, parası olup olmadığını sorduğu, akabinde işin detaylarını söylemeden katılandan para ayarlayıp Denizli’ye gelmesini istediği, bu teklifi kabul eden katılanın da para temin edip 19.3.2008 tarihinde tanık olan kardeşi İ.. S.. ile birlikte … plakalı araçla Denizli’ye gelmek için Bursa İlinden yola çıktıkları, yolda sanık Muharrem ile telefonla görüşen katılanın ayrıca sanık Muharrem’in kayınbiraderi olduğunu söylediği ve A. S. sahte ismiyle tanıttığı diğer sanık R.. A.. ile de telefonla görüştüğü, daha sonra sanık Ramazan’ın cep telefonundan katılanı arayarak Denizliye geldiklerinde Fatih Mahallesi YSE kavşağında buluşmalarını istediği, katılan ve tanık İzzet’in de belirtilen yere giderek kendisini A. S. olarak tanıtan sanık Ramazan ile buluştukları, araca binen sanık Ramazan’ın katılan ve tanığa “ karlı bir iş var, hep beraber kazanacağız, arabayı Fatih Mahallesi ara sokağa çekelim” dediği, 1904 numaralı sokağa geldiklerinde ise içinde 3750 ABD Doları, 4 adet Adana Burması Bilezik, 21000 TL para ve İş Bankasına ait 29000 TL değerinde hamiline yazılı … seri nolu çek olan siyah poşeti katılan ve tanıktan alan sanık Ramazan’ın onlara kendisini burada beklemelerini söyleyerek araçtan indikten sonra izini kaybettirdiği, bu şekilde sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek katılanı dolandırmak suretiyle üzerlerine atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda,
Sanık M.. E..’in aşamalarda değişmeyen ifadesinde, halı sahada maç yaparken tanıştığı, isimlerini A. Ç. ve Ali olarak bildiği ve katılana altın satmak isteyen şahısların katılan tarafından teşhis edilen sanıklar R.. A.. ve B.. A.. isimli şahıslar olmadığını belirtmesi, sanık R.. A..’ın savunmasında, katılanı ve diğer sanıkları tanımadığını beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemesi, katılanın ise ifadesinde, sanıkların kendisini dolandırdığını belirtip fotoğraftan teşhis işleminde bulunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanık M.. E..’in tekrar duruşmaya çağrılarak katılana altın satmak isteyen ve kendisiyle irtibat kuran kişilerin kim olduğunun sorulması, bu kişilerin tespit edilmesi halinde beyanlarının alınması, katılanın gerek soruşturmada gerekse kovuşturma aşamasında farklı beyanlarda bulunduğu anlaşıldığından ifadelerindeki çelişkinin giderilmesi, katılan ve tanık İ.. S.. ile sanıklar Muharrem ve Ramazan’ın mahkemede yüzleştirilerek katılanı dolandıran şahısların sanıklar olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, bu mümkün olmadığı taktirde sanıklar Muharrem ve Ramazan’ın teşhise elverişli yandan ve cepheden yeni çekilmiş fotoğraflarının temin edilerek katılan ve tanığın kesin teşhisinin sağlanmasından sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiren, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık R.. A.. müdafii ve sanık M.. E..’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.11.2014 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.