YARGITAY KARARI
DAİRE : 15. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/2299
KARAR NO : 2014/18304
KARAR TARİHİ : 06.11.2014
Tebliğname No : 15 – 2011/286083
MAHKEMESİ : Kandıra Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 16/03/2011
NUMARASI : 2010/43 (E) ve 2011/107 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp,onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli,olayın özelliği,fiille olan ilişkisi,mağdurun durumu,kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Sanığın, 01.10.2009 tarihinde katılanın ikamet ettiği eve gittiği, burada katılanın annesi olan müşteki N. D.l’a 20 TL’ye tansiyon aleti satacaklarını söylediği, müştekinin de suça konu tansiyon aletini şimdi alamayacağını, çocuklarına danışması gerektiğini söylediği, bunun üzerine sanığın müşteki Nevriye’ye hitaben “ tamam sen bu tansiyon aletini al gelince oğluna göster beğenmezse biz tekrar gelir malı alırız “ deyip, tansiyon aletini müştekiye vererek malı aldığına dair müştekiye kağıt imzalattığı, 14.10.2009 tarihinde de tansiyon aletinin bedeli olan faiz ve vekalet ücretini de kapsayan 310 TL’yi ödemesi, aksi takdirde icra takibinde bulunulacağı hususunda ihtarname gönderdiği, bu şekilde sanığın hileli hareketlerle haksız menfaat elde etmeye çalışarak üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda,
Sanığın aşamalarda değişmeyen ifadesinde, mağdure Nevriye Demirkol’a bir adet tansiyon aleti sattığını ve bu satışla ilgili bir satış sözleşmesi düzenledikleri beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması açısından, sanığın savunmasında belirttiği sözleşmenin olup olmadığının araştırılması, söz konusu sözleşme var ise incelenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.